Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya’daki çatışma bölgelerinde kadınlara yönelik cinsel istismar olayları yaşanmaya devam ederken, geçmişte benzer acıları yaşayan savaş mağduru Bosnalı kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü buruk karşılıyor.
Savaş sırasında yaklaşık 50 bin kadının tecavüze uğradığı ve yürekleri dağlayacak şekilde kötü muamelelere maruz bırakıldığı Bosna Hersek’te, tecavüze uğrayan kadınların altüst olan yaşamları hala yürek sızlatıyor.
Savaş Mağduru Kadınlar Derneği Başkanı Bakira Haseçiç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1990’lı yıllarda Bosna Hersek’te çok kirli bir savaşın ve acımasızca soykırımın yaşandığını hatırlattı. Sırp Çetnikler tarafından Boşnak kadınlara topluca tecavüz edildiğini ifade eden Haseçiç, bu tecavüzlerin etnik temizlik amacıyla gerçekleştirildiğini söyledi.
Haseçiç, kendisine ve o dönemde lise öğrencisi olan kızına tecavüz edildiğine dikkati çekerek, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü benim için anlamını 1990’lı yıllarda yitirdi. 8 Mart, benim için ve o tarihte kapılarını çalacak kimsenin olmadığını bilen bir çok anne için sıradan bir gün artık. Tıp yaşadıklarımızı unutmamızı sağlayacak bir ilaç hala üretmedi” dedi.
“Her savaşta, tecavüzlerin yaşandığını bildiğini ve bunu kınadığını” vurgulayan Haseçiç, “Umarım, bir gün Bosna Hersek’teki yaşananlar temel alınarak, tüm dünyada geçerli olacak bir kanun çıkarılacak ve tecavüzcülerin ceza alması sağlanacak” ifadelerini kullandı.
Haseçiç, Bosna Hersek’te savaş sırasında yaklaşık 50 bin kadının cinsel istismara ve insanlık dışı muamelelere maruz bırakıldığını anımsatarak, yaşadıkları travmaları atlatmalarının hiçbir zaman mümkün olmayacağını söyledi.
– Bir çiçekle hatırlanmayı bekliyorlar
Kötü anıların, günün her anında yanıbaşlarında olduğuna işaret eden Haseçiç, kendilerine tecavüz edip yakınlarını öldürenlerin ceza almaları için mücadelelerini sürdürdüklerini anlattı.
Haseçiç, Boşnak kadınlara tecavüz eden Sırplar’dan, Bosna Hersek ve Lahey’deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza mahkemelerinde çok azının hapis cezası aldığını, bazı failleri tespit etmelerine rağmen mahkeme önüne çıkaramadıklarını vurguladı.
Savaş mağduru kadınların, kendilerine kötülük edenlere karşı hukuk mücadelesi vermeye çalışırken, diğer taraftan ülkedeki ağır ekonomik şartlarla mücadele ettiklerine dikkati çeken Haseçiç, şöyle devam etti:
“Devlet, bu kadınların ekonomik anlamda güçlenmelerine yardımcı olamadı. Tarımla, hayvancılıkla uğraşmaları için yardımlar yapılabilirdi. Savaş mağduru olarak sembolik destekler veriliyor. Dernek olarak tecavüze uğrayan savaş mağdurlarını kısıtlı imkanlarla kayıt altına alıyor, hukuki mücadeleleri için destek olmaya çalışıyoruz. Yerel Demokrasi Derneği ile ortaklaşa yürüttüğümüz proje kapsamında da tecavüz mağduru kadınlara psikolojik destek sağlıyoruz. Mağdurlar, mahkemelerde tecavüzcüleri ile karşılaştıkları için bunun yapılması gerekiyor.”
Haseçiç, cinsel istismara uğrayan pek çok kadının evli ise boşandığını ve bir daha yuva kuramadığını, birçoğunun işsiz olduğunu belirtti. 8 Mart’ta savaş mağduru kadınların hatırlanmasını beklediklerini dile getiren Haseçiç, bu kadınların da en azından bir çiçekle mutlu edilmesi gerektiğini söyledi.
Haseçiç, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının desteğine ihtiyaç duyduklarını da sözlerine ekledi.
– “DESTEK OLACAK KİMSE YOK”
Sırp Çetnikler’in, savaş döneminde 13 yaşındayken babasının gözü önünde kendisine tecavüz ettiği A. M. de olayın ardından büyük psikolojik sorunlar yaşadığını, savaştan sonra ise hayatlarını zorlukla sürdürdüğünü ifade etti.
Boşnak kadın, “Travmalarla yaşıyoruz. Böyle bir hayata alışıyorsunuz. Hayatla mücadele ediyorsun, çünkü sana destek olacak biri yok. Her şeyi kendin yapıyorsun. Bir çok savaş mağduru kadın için durumun özeti bu” diye konuştu.
Savaş mağduru kadınlara ayda sadece 586 KM (300 avro) maaş verildiğine dikkati çeken ve devletten daha fazla ilgi beklediklerini ifade eden çaresiz kadın, şunları kaydetti:
“Ancak bu maaş geçinmek için yeterli değil. Sağlık sigortası ve kalacak yer imkanı ise sadece mahkemelerde şahitlik yapmayı kabul edenlere verilen bir hak. Siyasiler, sadece seçim öncesinde bizleri akıllarına getiriyorlar. Bize en iyi yardımı yine kendimiz yaparız. 8 Mart günü, benim için sıradan bir gün. Kadınlar, sadece kendileri bu günde özel hissetmemeli, aslında hergün onların günü. Tüm kadınlar, kendi hakları için mücadele etmeli.”
Tecavüz mağdurlarından E.R. ise 19 yaşındayken, 2 aylık hamile olmasına rağmen tecavüze uğradığını, bir süre sonra eşinden ayrıldığını ve bir daha hiç evlenmediğini anlattı. Bosna Hersek’te savaş mağduru bir kadın olarak iş bulmanın güçlüklerine değinen E.R, yakınlarının desteğiyle yaşamını sürdürdüğünü kaydetti.
– Kadına yönelik binlerce cinsel saldırı vakası var
Öte yandan, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından alınan kararla, çatışma bölgelerinde yaşanan cinsel istismar, “insanlığa karşı işlenmiş suç” olarak değerlendirilmesine rağmen Ortadoğu, Afrika ve Güney Asya’daki çatışma bölgelerinde kadınlar mağdur olmaya devam ediyor.
BM’nin geçen yılki verilerine göre, sadece Suriye’de, 38 binden fazla cinsel saldırı ya da toplumsal cinsiyete dayalı şiddet mağduru bulunuyor. Yakın dönemde, Mısır, Libya, Irak ve Myanmar’da da pek çok kadının cinsel saldırıya uğraması ise hafızlardaki tazeliğini koruyor.
Sierra Leone’deki iç savaşta 60 bin, Liberya’da 40 bin ve 1998’den bu yana Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden en az 200 bin, Ruanda’da 1994’deki soykırım döneminde ise 100 ila 250 bin kadının tecavüze uğradığı kaydediliyor.
AA