Bir çocuğun gözünden Bosna Savaşı

Emine Şeçeroviç Kaşlı, Bosna Savaşı sırasında henüz yedi yaşındaydı. Bir ağabeyini kaybetti. Annesiyle Kurtuluş Tüneli’ni kullanarak kuşatma altındaki Saraybosna’dan çıkabildi. Şeçeroviç Kaşlı yaşadıklarını, “Kurşunların da Rengi Var” adlı kitabında anlattı.

Emine Şeçeroviç Kaşlı ile İstanbul’daki Sahaflar Çarşısı’nda bir araya geldik. Masmavi gözleri pırıl pırıl parlıyor. Hayat dolu, sıcakkanlı, enerjik, konuşkan…

28 yaşında çiçeği burnunda bir yazar. İlk kitabı, 2013 Temmuz ayında çıktı. Kitap, onun geçmişine ve onun hikâyesi üzerinden bir toplumun yaşadığı drama ışık tutuyor. Emine Şeçeroviç Kaşlı, 1992- 1995 yılları arasında gerçekleşen Bosna Savaşı’nın küçük tanıklarından…

Kitabın adı “Kurşunların da Rengi Var”. Bu kitabı yazmak hiç de kolay olmadı. Duygusal gelgitler yaşadı ve sayfaları tamamlaması tam 5 yılını aldı.

Şeçeroviç Kaşlı, savaş zamanı 7 yaşındaydı ve ilkokula henüz başlamıştı. Annesi, babası ve iki ağabeyiyle birlikte Saraybosna’da yaşıyordu. Savaş yüzünden yüzlerce Müslüman Boşnak çocuk gibi onun da hayalleri, çocukluğu koca bir travmaya dönüştü.

Kurşunların rengi…

Kitaba adını veren, bir gece yarısı gökyüzünde gördüğü rengârenk ışıklar… Önce ne olduğuna anlam veremiyor. Aslında gördüğü, Sırp askerlerinin silahlarından çıkan kurşunların gece karanlığında bıraktığı izler.

“Bir çocuk savaşta sadece kurşunları fark etmiyor; kendi dünyasında önce renkleri fark ediyor” diyor Emine. O’na göre, savaş zamanı her şey bir oyundan ibaretti. Kurşunların öldürme tehlikesi olduğunu, ailesinden birini alabileceğini acı bir tecrübeyle çok sonraları anlıyor.

“Okula zig-zaglar çizerek giderdik”

Savaş, en büyük darbeyi çocuklara indirdi. Emine Şeçeroviç Kaşlı ile birlikte yüzlerce Boşnak Müslüman çocuğun hayatını etkiledi. Acı ve gözyaşı, masum ruhlarda derin izler bıraktı.

“Kimse çocuk muyum diye sormadı bana. Yüzüme kimse bakmadı o kurşunları atarken. Neler ister bir çocuk, hayallerim nedir diye sormadılar. Çocukluğumu yaşamama izin vermediler.”diyor, Emine.

Savaşın başladığı yıl, Emine’nin de ilkokula başladığı yıl. Okuma yazmayı öğrenmenin yanı sıra o ve onun gibi yüzlerce çocuğun öncelikle öğrenmesi gereken hayatta kalabilmekti. Zira okulunun bulunduğu bölge, aynı zamanda Sırp keskin nişancılarının da konuşlandığı bölgeydi. Yani çocuklar, açık hedefti. Bu nedenle önce okula sağ salim ulaşması gerekiyordu.

“Oyunlarımızda kurşun-bomba toplardık”

Savaş, çocukluk anılarının neredeyse tamamına sinmiş durumda… Elbette, oyunlarına da. Arkadaşlarıyla oynadıkları oyunları bugün gibi anımsıyor.

Kurşun ve bombalar, günlük hayatın parçasıydı. Öyle ki, çocukların sokakta oynadığı oyunlarda kullanılan top, ip gibi materyallerin yerinde kurşun ve bombalar vardı.

Emine Şeçeroviç Kaşlı, “Tüm oyunlarımız, savaş, silah ve dövüşle ilgiliydi.” diyor.

“Sinan artık yok”

Kitap, “Sinan ve tüm şehitlere” diye başlıyor.

Sinan, Emine Şeçeroviç Kaşlı’nın savaşta kaybettiği büyük ağabeyi.

1975 doğumlu ağabeyi, savaşın başlamasından 1 yıl sonra yani 1993 yılında vefat etti. 18 yaşındaydı ve Emine Şeçeroviç Kaşlı’dan da 10 yaş büyüktü.

Sinan, Yeşil Bereliler’dendi. Yani Boşnak milisti. Kuşatma altındaki Saraybosna’ya şeker, un gibi temel gıda maddelerini getirmekle yükümlüydüler.

Kitapta ağabeyinin ölümünün, göreve gitmeye hazırlandığı ilk birkaç saat içinde gerçekleştiğini yazıyor:

“Akşam aile dostlarımızın evinde oturmaya gittik. Elektrik yoktu, perdeler koyu renk olduğundan ev oldukça karanlıktı ama böyle daha güvenliydi. Dağdan evde birilerinin olup olmadığı anlaşılmıyordu.
Mum ışığında arkadaşlarımla oynarken oyunumuzu büyük bir patlama kesti. Bomba sesi çok yakından gelmişti, hepimiz kendimizi yere attık. Bir iki saniye geçmedi ki annem geldi, beni kucağına alıp bahçedeki garaja götürdü herkes bombanın nereye düşmüş olabileceğine dair tahminlerde bulunuyordu.
Babamı göremiyordum, ama annemin tedirgin olduğunu ve korktuğunu yüzünden anlamıştım. Sonra bir an babamı gördüm. Sokağın ortasında dizlerinin üzerine çökmüştü. Ellerini havaya kaldırıp anneme bakıyordu.
“Sinan artık yok!” sözlerini duydum.
Babam “Sinan artık yok!” demişti.
O sözler dışında hiçbir şey duymuyordum artık.
“Sinan artık yok!”
Sinan, yeşil berelim, ağabeyim yok!

 

Kurtuluş Tüneli ile hayata tutunmak…

300_Tunel_spasa_Sarajevo_BiH

Yıl 1995… Savaşın başlamasının üzerinden üç yıl geçer… Emine Şeçeroviç Kaşlı, 10 yaşında… Anne ve babası, küçük kızlarının geleceği için en doğrusunun doğdukları topraklara veda etmek olduğuna karar verir. Zaten ağabeyi Mersuddin, onlardan önce hareket etmiş ve İzmir’e yerleşmiştir bile.

Emine ve annesinin önlerinde tek bir seçenek vardı. Kuşatma altındaki Saraybosna’dan Kurtuluş Tüneli’ni kullanarak çıkmak.

95 yılının Mayıs ayında anne-kız yola çıktılar. Baba Saraybosna’da kaldı. Ancak kafalarındaki soru işareti o tünellerden yara almadan ya da canları yanmadan geçebilecekler miydi? Kurşun yağmuru altında tünele girmeyi başardılar.

YEŞIL BERELILER KIMDIR?

Bosna Savaşı sırasında Boşnak milisler, Sırp milislerle karıştırılmamak için başlarına yeşil bere takıyorlardı. Yeşil bereliler, düzenli Sırp ordusu karşısında direnen tek güç. Mahalleliler arasında kurulan derme çatma milis kuvvetler.

KURTULUŞ TÜNELI

Kurtuluş Tüneli, Saraybosna’nın Sırp kuvvetler tarafından kuşatılması sonucu kente yiyecek, ilaç, silah sokmak amacıyla yapıldı. 1993’te yapıldı. 800 metre uzunluğunda. Dönemin Bosna Hersek Devlet Başkanı Aliya İzzetbegoviç tarafından açılan tünel, kuşatma altındaki Saraybosna’nın dış dünyaya açılan tek kapısıydı. Tünel sayesinde 300 bin insan hayatta kaldı.

“Oğlum her şeyi bilsin”

Emine Şeçeroviç Kaşlı, çiçeği burnunda bir anne aynı zamanda. 2013 yılının ağustos ayında oğlu İsmail’i dünyaya getirdi.

Oğlu ile büyük hayalleri var. En önemlisi tarihi belleğine sahip çıkması. Emine Şeçeroviç Kaşlı’ya göre, Bosna Savaşı sırasında Boşnakların uğradığı soykırım unutturulmaya, farklılaştırılmaya çalışılıyor. Gelecek nesillerin, yaşanılanları tüm gerçekliğiyle öğrenmeleri gerekiyor. Şeçeroviç Kaşlı, “Oğlum, yaşadığım her şeyi bilecek.” diyor.

Saraybosna’dan Türkiye’ye uzanan hikâye

Asıl adı Amina olan Emine Şeçeroviç Kaşlı, 1985 doğumlu. Türkiye’ye 2004’te geldi ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden 2008 yılında mezun oldu.

Şu anda, Bosna’nın en büyük iki gazetesinden biri Oslobodjenje’de İstanbul muhabiri olarak çalışıyor.

Kaynak: Al Jazeera
Yazar: Başak Çubukçu

Ayrıca Bakınız

Karadziç, Srebrenitsa Soykırımından Suçlu Bulundu

Birleşmiş Milletler’in Eski Yugoslavya Ceza Mahkemesi, Bosnalı Sırpların lideri Radovan Karadziç’i, 1995’te 8 bin Müslümanın …