Bosna Hersek’teki seçim sonuçları, SDA’yı ve İzzetbegoviç’i yıpratmak için Türkiye aleyhine yapılan propagandanın halk nezdinde itibar görmediğini gösterdi.
SARAYBOSNA – ANALİZ HABER – Ömer Çetres/Almir Terziç
Avrupa’nın ortasında, 1992-1995 yılları arasında şiddetli savaş ve acılar yaşayan Bosna Hersek, ülkede silahları susturan Dayton Barış Anlaşması’nın ardından 12 Ekim’de yedinci kez yapılan devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerinin galibi, merhum Aliya İzzetbegoviç’in kurucusu olduğu Demokatik Eylem Partisi (SDA) oldu.
Bosna Hersek Federasyonu ve Bosna Sırp Cumhuriyeti olmak üzere iki entiteden oluşan, 10 kanton ve bir özerk bölgesi bulunan Bosna Hersek’te hafta sonu, 1992-1995 yılları arasında kanlı savaşı durduran Dayton Barış Anlaşması’nın ardından yedinci kez devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri yapıldı.
Ülkedeki karmaşık siyasi yapı, ekonomik kriz, işsizlik, savaş sırasında göç eden çok sayıda insanın hala topraklarına dönememesi ve savaşın yaralarının aradan geçen zamana rağmen hala sarılamaması gibi sorunlar eşliğinde 12 Ekim’de yapılan seçimleri, uluslararası toplum büyük bir ilgiyle izledi.
Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Boşnak, Sırp ve Hırvat üyelerinin yanı sıra kanton, entite ve devlet düzeyindeki hükümetleri ve milletvekillerini belirlemek için yapılan seçimlere, 65 siyasi parti, 24 bağımsız aday ve 24 koalisyon katıldı. Ülkeyi 4 yıllığına yöneteceklerin belirlenmesi için gerçekleştirilen seçimlerde, 813 sandalyeden birine oturabilmek için 7 bin 748 aday yarıştı.
Üçlü Devlet Başkanlığı seçimleri
Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı’nın Boşnak, Sırp, Hırvat üyelerinin belirlenmesi, iki entite (Bosna Hersek Federasyonu ve Bosna Sırp Cumhuriyeti) ve 10 kanton düzeyinde hükümetlerin kurulması için yapılan seçimlerde Boşnaklarn bölünerek seçime girmeleri dikkati çekti.
Bu kapsamda, Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi üyeliği için toplam 17 aday yarıştı, bunların arasından 10’u Konsey’in Boşnak üyeliği için aday oldu. Konsey’in Hırvat üyeliği için dört, Sırp üyeliği için de 3 aday yarıştı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “Seydiç-Finci” kararına rağmen, Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konsey üyeliğine ülkenin kurucusu olan Boşnak, Sırp ve Hırvatlar dışında diğer azınlıklardan, yasalarda değişiklik yapılamadığı için kimse aday olamadı. Ülkenin bu yönde adım atmaması uluslararası toplum tarafından eleştirildi.
Bosna Hersek’in dış politikasının belirlenmesinde, büyükelçilerin atanmasında, Merkez Bankası’nın yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi ve silahlı kuvvetler üzerinde yetkileri bulunan ve sembolik olarak da devletin en üst düzey yönetiminde bulunma açısından Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin üyelerinin belirlenmesi, bu seçimlerde de büyük önem taşıdı.
Üçlü Devlet Başkanlığı seçimlerinde, Bosna Hersek Federasyonu’nda yaşayan seçmenler (Boşnak ve Hırvatlar), sadece Boşnak ve Hırvat adaylar için oy kullanabilirken, Bosna Sırp Cumhuriyeti’ndeki seçmenler de (Sırplar) sadece Sırp adaylardan birini tercih etmek zorunda. Bu nedenle, Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Boşnak ve Hırvat adayları seçim kampanyalarını Federasyon bölgesinde, Sırp adaylar ise Bosna Sırp Cumhuriyeti’nde yürüttü.
Bu yılki seçim kampanyalarında Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Boşnak üyeliği yarışı, SDA’nın adayı Bakir İzzetbegoviç, SBB lideri ve medya patronu olan Fahrudin Radonçiç ile Demokratik Cephe’nin adayı Emir Sulyagiç arasında geçti.
Seçim kampanyası süresince, özellikle Fahrudin Radonçiç, sahibi olduğu gazetelerde sürekli Bakir İzzetbegoviç’i, Türkiye ile kurduğu yakın ilişkiler nedeniyle eleştirdi. “Bosna Hersek’in, Türkiye’nin bir vilayeti olmadığı, Osmanlı dönemine bir daha geri dönülmeyeceği” şeklinde eleştirilerde bulunan Radonçiç, seçim kampanyasını tamamen İzzetbegoviç, SDA ve Türkiye karşıtlığı üzerinde yürüttü. Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Boşnak üyeliğine aday olan ve seçimi kaybeden Fahrudin Radonçiç’in, “Seçimlerde 2 Cumhurbaşkanı’na karşı mücadele ettim. Birisi Bakir İzzetbegoviç, diğeri de Recep Tayyip Erdoğan’dır” şeklindeki ifadesi dikkati çekti.
Merhum Aliya İzzetbegoviç’in kurucusu olduğu ve “Güç Birliktedir” sloganıyla seçim kampanyasını yürüten Demokratik Eylem Partisi (SDA) adayı Bakir İzzetbegoviç ise “Türkiye’nin Bosna Hersek’e her anlamda yardım eden gerçek bir dost olduğunu, bu ilişkinin devam ettirilmesi gerektiğini” her yerde dile getirdi. Türkiye ile kurduğu yakın ilişkilerin eleştirilmesinin kendilerine yapılan haksızlık olduğunu ifade eden İzzetbegoviç, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Bosna Hersek’e, AB ve NATO üyeliği konusunda da çok büyük destekler verdiklerini, ülkesinin bölge ülkeleriyle aralarındaki sorunların çözümü için de çaba gösterdiklerini kampanya süresince kamuoyuna anlattı.
Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Boşnak üyeliği için 10 adayın yarıştığı seçimlerde Bakir İzzetbegoviç’in büyük başarı elde etmesi, seçim kampanyası süresince SDA’yı ve Bakir İzzetbegoviç’i yıpratmak amacıyla Türkiye aleyhine yapılan yayın ve propagandaların halk nezdinde itibar görmediğini gösterdi.
Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi Boşnak üyeliği için aday olan Bakir İzzetbegoviç, şu ana kadar yüzde 92’si açılan sandıklardan 226 bin 860 oy alarak seçimlerin galibi oldu. İzzetbegoviç, 2010 yılında yapılan seçimlerde 162 bin 831 oy almıştı. Bu seçim sonuçlarına göre oylarını artıran İzzetbegoviç’in daha güçlü bir şekilde Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nde Boşnakları temsil edeceği belirtiliyor.
Üçlü Devlet Başkanlığı’nın Boşnak üyeliğinin yanı sıra Hırvat ve Sırp üyeliklerinde de ilginç sonuçlar elde edildi.
Daha önceki 2 seçimde Hırvatları temsilen aday olan ve Bosna savaşı sırasında Boşnakların saflarında ülkesini savunan Jelyko Komşiç’e karşı kaybeden Hırvat Demokrat Birliği (HDZ-BiH) bu defa seçimlerin kazananı oldu. Komşiç, anayasa gereği 2 dönem Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Hırvat üyeliğini yaptığı için bu dönem aday olamadı. Komşiç’in aday olamaması üzerine HDZ lideri Dragan Çoviç, bu seçimlerde Hırvat oyların yüzde 52’sini almayı başardı. Milliyetçi söylemleriyle bilinen Çoviç’in ardından, ülkenin birliğini savunan diğer aday Martin Raguj ise Hırvat oyların yüzde 38’ini alabildi.
Ülkede Boşnaklardan sonra yaşayan en büyük ikinci toplum olan Sırpların partileri, Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Sırp üyeliğini almak için 3 adayla yarıştı. Ayrılıkçı söylemleriyle bilinen Milorad Dodik’in liderliğini yaptığı SNSD’nin adayı Jelyka Tsviyanoviç, bu seçimleri az farkla kaybetti. Konsey’in Sırp üyeliğini kazanan Demokratik İlerleme Partisi (PDP) Genel Başkanı Mladen İvaniç yüzde 48,31 alırken, SNSD’nin adayı Jelyka Cviyanoviç ise yüzde 48,14 oy almayı başardı. Seçimleri kaybeden Cviyanoviç’in partisi SNSD, daha önce 2 seçimde Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Sırp üyeliğini kazanmıştı.
Parlamento seçimlerinde durum
Bosna Hersek’te 12 Ekim’de Devlet Başkanlığı’nın yanı sıra parlamento seçimleri de yapıldı.
Seçimlerede merhum Aliya İzzetbegoviç’in kurucusu olduğu Demokrat Eylem Partisi (SDA), 2010’da yapılan seçimlere göre oylarını yüzde 8,4 artırdı. SDA’nın oylarını artırması, Bosna HersekParlamentosu’nu oluşturan 2 meclisten biri olan ve toplam 42 milletvekilinin yer aldığı Temsilciler Meclisi’ndeki milletvekili sayısını yükseltti. SDA, böylece geçtiğimiz dönemde 7 milletvekili bulundurduğu Temsilciler Meclisi’nde, bu kez 11 milletvekili ile en fazla milletvekiline sahip olan parti oldu. SDA’nın seçimdeki bu başarısı önümüzdeki dönemde devlet düzeyindeki hükümetin kurulmasında da büyük önem arz edecek. Geçtiğimiz seçimlerde Boşnak partilerin bölünmesi ve SDA’nın az milletvekiline sahip olması nedeniyle ülkede yaklaşık 16 ay boyunca hükümet kurulamamıştı.
Bosna Sırp Cumhuriyeti’nden 14 milletvekilinin bulunduğu Temsilciler Meclisi’nde, SDA geçen dönemin aksine bu dönem 1 milletvekili çıkartabildi. Bosna Sırp Cumhuriyeti’nden Temsilciler Meclisi’nde geçen dönemde Boşnak milletvekili bulunmuyordu.
Bosna Hersek’i oluşturan 2 entiden biri olan Bosna Hersek Federasyonu’nda da SDA en başarılı parti oldu. SDA geçen döneme oranla oylarını yüzde 7,65 artırdı. SDA, bu entite içinde bulunan 10 kantondan Boşnak nüfusun yoğun yaşadığı 6 kantonda birinci parti oldu. Daha önce bu kantonlarda hükümetlerde çoğunluk, bu seçimde büyük oy kaybeden Sosyal Demokrat Parti’nin elinde bulunuyordu.
Halk şubat ayında yaşanan eylemlerin faturasını SBB ve SDP’ye kesti
Bosna Hersek’te şubat ayında Tuzla kantonunda başlayan daha sonra Saraybosna başta olmak üzere diğer birçok kantonda yaşanan eylemler, o dönemde kantonlarda iktidarda bulunan Sosyal Demokrat Parti ile Güvenlik Bakanı olan Fahrudin Radonçiç’in genel başkanlığını yaptığı SBB’nin büyük oranda oy kaybetmesine neden olduğu ileri sürüldü. Şubat ayında yapılan eylemlerde çoğunlukla SDP’nin iktidarda olduğu kanton hükümet binaları ve Saraybosna’daki Devlet Başkanlığı binası ateşe verilmişti.
Federasyon bölgesinde şubat ayında yapılan eylemlerin ise o dönemde muhalefette bulunan SDA’yı güçlendirdiği, seçmenlerin kantonlarda iktidarda olan SDP’yi sosyal ve ekonomik alanlarda attığı yanlış adımlardan dolayı cezalandırdığı belirtiliyor. SDP’nin, iktidarda bulunduğu süreç içerisinde ekonomik ve yabancı yatırımlar konularındaki reformları gerçekleştiremediği kaydediliyor.
SDA’nın seçimdeki başarısının en iyi örneği, geleneksel olarak sol partilerin ve SDP’nin kazandığı Tuzla Kantonu’ndaki zaferi olarak gösteriliyor. Burada SDA, geçtiğimiz seçime göre oy oranını yüzde 50 artırdı. SDA, Tuzla kantonunun yanı sıra SDP’nin güçlü olduğu Saraybosna ve Zeniçko-Doboyski Kantonlarında da büyük başarı elde etti. Geçtiğimiz 4 yıllık dönemde, 5 kantonda çoğunlukta olan SDP, bu seçimlerde hiçbir kanton meclisinde çoğunluk oluşturacak oy kazanamadı.
12 Ekim’de yapılan seçimlerin en büyük kaybedeni ise Dışişleri Bakanı Zlatko Lagumciya’nın lideri olduğu SDP oldu. SDP, devlet düzeyinde bir önceki seçimlere oranla yüzde 60 civarında oy kaybetti. SDP 2010’da ypılan seçimlerde 266 bin 23 oy alırken, bu seçimlerde 70 bin 398 oy alabildi.
Bosna Hersek’te 2010 yılında yapılan seçimlerde de Üçlü Devlet Başkanlığı Kosneyi’nin Boşnak üyeliğine aday olan medya patronu Fahrudin Radoniç’in liderliğini yaptığı SBB, bir önceki seçime oranla yüzde 15,6 oy kaybetti. Şubat ayında yaşanan eylemler sırasında Güvenlik Bakanı olan SBB lideri Fahrudin Radonçiç, eylemleri önleme konusunda polise yetki vermemesinden dolayı sıkça eleştirilmişti.
Hırvat ve Sırp partilerin durumu
Hırvat milliyetçi parti Hırvat Demokrat Birliği Bosna Hersek (HDZ BiH) adayı Dragan Çoviç, Devlet Başkanlığı Konseyi yarışını kazanan aday oldu. Bu seçimlerde 117 bin 537 oy alan Çoviç’in başkanlığını yaptığı HDZ-BiH’in 2010’daki adayı Boyana Krişto, 109 bin 758 oy alarak Konsey’in Hırvat üyesi seçilememişti.
Bosna Sırp Cumhuriyeti’nde ise Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Sırp üyeliği yarışında Milorad Dodik’in lideri olduğu SNSD ile Demokrat İlerleme Partisi Genel Başkanı Mladen İvaniç arasında kıran kırana bir mücadele yaşandı. İvaniç, yüzde 48,31 oy alırken, SNSD’nin adayı Jelyka Tsviyanoviç ise yüzde 48,14 oy aldı.
Bosna Sırp Cumhuriyeti Başkanlığı seçimleri ise SNSD lideri ve Sırp Cumhuriyeti Başkanı Milorad Dodik ile Sırp Demokrat Partisi’nin (SDS) adayı Ognyen Tadiç arasında yaşandı. Dodik, oyların yüzde 47’sini alırken, rakibi Tadiç’in oyu yüzde 45 civarında kaldı.
Bosna Sırp Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu ekonomik kriz, yolsuzluklar gibi sorunlara rağmen Dodik’in tekrar seçimleri kazanması ülkedeki siyasi analistleri şaşırttı. Ancak Dodik’in bu seçimleri kazanmasında Sosyalist Parti ve DNS ile kurduğu koalisyon, kampanyası sırasında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşme ve fotoğrafları kullanmasının Sırp seçmen üzerinde etkili olduğu ifade ediliyor. Dodik, seçim kampanyası sırasında Putin’in yanı sıra Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vuçiç’le birlikte yer alan fotoğraflarını da bilboardlarda kullanmıştı.
Bosna Hersek’te hükümetler nasıl kurulacak?
Bu seçimlerin galibi olan Boşnakların en büyük partisi SDA, kanton, entite ve devlet düzeyindeki hükümetlerin kurulmasında kilit rol oynayacak. Ancak, SDA’yı önümüzdeki 4 yılda ekonomik kriz, işsizlik ve rüşvet gibi sorunları çözme, bölünme ve üçüncü entite tartışmalarına son verme, NATO ve AB üyeliği gibi konularda önemli adımlar atma gibi sorumluluklar bekliyor.
Bosna Hersek’te 2010 yılında yapılan seçimlerin ardından hükümetin kurulması 16 ay sürmüştü. Bu süreç içerisinde hükümetin kurulması için Türkiye ve uluslararası toplum büyük çaba göstermişti.
Bosna Hersek’te bu seçimlerin ardından hükümetin kısa sürede kurulması bekleniyor. 2010 yılında hükümetin kurulması önündeki en büyük engelleri, Dragan Çoviç liderliğindeki Hırvat milliyetçi parti HDZ-BiH tarafından konulmuştu. Bunun sebebi ise Devlet Başkanlığı Konseyi’ne Hırvat üye olarak SDP’nin adayı Jelyko Komşiç’in seçilmesiydi. HDZ’nin bu girişimlerine Sırp parti SNSD’nin de destek vermesi hükümetin kurulmasını geciktirmişti.
Bu seçimde HDZ BiH’in lideri Dragan Çoviç’in, Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Hırvat üyeliğine seçilmesinden dolayı hükümetin kurulmasında yapıcı rol üstlenmesi bekleniyor. Seçim sonuçlarına göre SDA’nın HDZ-BiH ile kısa sürede görüşmeye başlayacağı ve önümüzdeki birkaç ay içinde devlet düzeyindeki hükümetin kurulacağı öne sürülüyor. SDA ile HDZ BiH’in kurabileceği koalisyon aynı zamanda Bosna Hersek Federasyonu’nda da kısa sürede hükümetin kurulmasını sağlayacak. HDZ-BiH geçtiğimiz dönemde Bosna Hersek Federasyonu hükümetinde yer almamıştı. O dönem büyük çoğunluğu elinde bulunduran sosyal demokratların partisi SDP, daha küçük Hırvat partilerle iş birliğine girerek hükümeti kurmuştu.
Bosna Hersek Federasyonu Başkanı ve Başkan Yardımcıları ise kantonlardan Milletler Meclisi’ne gönderilecek milletvekilleri tarafından yapılacak oylamayla belirlenecek. Ülkeyi oluşturan iki entiteden biri olan Bosna Sırp Cumhuriyeti’nde Başkan direk halk oyuyla seçilirken, Bosna Hersek Federasyonu’nda Başkan ve Yardımcıları Milletler Meclisi’nce belirleniyor. Federasyon Başkanı’nın belirlenmesinin ardından, hükümeti kurma çalışmaları başlayacak. Hükümeti kurma yetkisinin ise seçimlerin galibi olan SDA’ya verilmesi bekleniyor.
Bosna Sırp Cumhuriyeti’nde ise 4 yıl aradan sonra SDA yeniden mecliste yer alacak. Bosna Sırp Cumhuriyeti Halk Meclisi’nde önceki döneme göre SDA’nın daha fazla milletvekili bulundurmasından dolayı hükümete girmesi de bekleniyor.
AA