Kim derdi ki bir top bir ülkenin gülmesine sebep olacak. Bosna Hersek için öyle oldu. Futbol denilen oyun yüzünden ülkede çok nadir görülen sahnelerden yaşandı; İnsanlar birlik oldu, yaşayan üç millet de bayraklarla beraber sabaha kadar sokaklardaydı, sevinçliydik, mutluyduk. Gülüyorduk… Biz ki çoğunlukla tartışmalarla, kargaşayla biliniriz.
Bosna Hersek Futbol Milli Takımı, bizim dediğimiz gibi Bosna’nın ejderhaları, onu değiştirdiler. Aslında baksanız ne doğru düzgün futbol federasyonumuz var, ne oyuncuların çalışabilecekleri imkanlar, ne de aldıkları paralar öyle dünyada olduğu gibi yüksek değil. Zaten hemen hemen nerdeyse tüm milli oyuncular yurtdışında oynuyorlar. Ama yürek olunca, istek ve inanç olunca, zafer de geliyor.
Teknik direktör Safet Suşiç’in dediği gibi ‘’Brazilya’ya başkalarından öğrenmek için değil, kendimizi göstermek için gidiyoruz’’. Sanırım tam da öyle olacak. Yıllar önce Türkiye’nin maçlarda son dakikalarda goller atması gibi, bu sefer de bizim ejderhalar yürekleriyle oynuyorlar ve kazanıyorlar. Öyle kazanıyorlar ki ilk sefer ülke olarak Dünya Kupasına katılmaya hak kazandık. Daha 2011 yılında uluslar arası turnuvalardan men edilen bu takım bu günlerde tarih yazıyor. Men edildiği dönemde federasyon da ülke gibi üç kişi tarafından yönetiliyordu ve tek kişi için bir türlü karar alınamıyordu. Neyse ki sonra tekli yönetim sistemine geçildi ve bir ülkeyi sevinçten ayağa kaldırabilen ejderhaların önü açıldı.
En son oynanan Litvanya maçı Brazilya yolunda alınacak biletti. Bayram’ın ilk gününe denk gelen bu maç yüzünden Litvanya’da Boşnak taraftarlarının Bayram namazını kılabilecekleri yerler de ayarlanmıştı. Herhalde Litvanya’da bu kadar kalabalık bir Bayram namazı kılınmamıştı, hiç olmasa bu kadar Boşnağın olduğu namaz kılınmamıştı. Akşam geldiğinde ise tüm ülke tek yürek olmuştu, maç saatinde Saraybosna’da çarşıda dolaşan nerdeyse kimse yoktu, herkes ya evlerde ya da kafeteryalarda maçı izliyordu. Kaçan gollerde sesler yükseliyordu, gelişen gol tehlikelerden de korkular hissediliyordu. Ama bir türlü istenilen gol gelmiyordu, oysa Dünya Kupası’na katılmak için kazanmamız şarttı. Ve o unutulmayan 68. dakkada İbişeviç’in attığı golle tüm ülke ayaklandı, diğer ülkelerde yaşayan tüm Bosnalılar ayaklandı, belki de ilk kez bu derece birlikte sevindik. Son dakikaya kadar nefesler durmuştu, Brazilya yolu görünüyordu artık. Ve hakemin çaldığı son düdükle herkes ama, herkes sokağa çıkmıştı.
Saraybosna’da doğdum büyüdüm ama şehrimi bu şekilde ben hiç görmedim. Şehir sabaha kadar adeta yanıyordu, mutluluk ancak bu kadar hissedilebilinirdi. Bosna Hersek’in tüm şehirleri böyleydi, hatta gurbette yaşayanlar da sokaklarda zaferi kutladılar. Belki de kimse beklemiyordu, Bosna’yı hala savaşı yaşamış ülkeden ibaret sananlar var ama, unutulmamalı ki Bosna bu yürekler sayesinde savaşta da ayakta kalabildi.
Bugün Bosna Hersek milli takımı hakkında tüm dünya medyası yazıyor, UEFA elemelerinin takımı olarak seçiyor, FIFA’nın sıralamasında 16. milli takımıdır, bölgenin ise en iyi milli takımı olarak anılıyor.
Kim bilir, ülkenin başında bulunan üçlü sistem ve tüm kargaşa kalksa, ülke olarak da Bosna Hersek ne zaferlere ulaşırdı.
Bosna’nın ejderhaları; Yolunuz açık olsun!
Yazarı: Emine Seçeroviç Kaşlı
Kaynak: on5yirmi5.com