Ne yapıyorlar sana Bosna’m???

Dünden beri sosyal medyada olaylar hakkında kısa kısa bilgiler vermeye çalışıyorum ancak sürekli yeni yeni sorular geliyor. Her şeyi baştan anlatmaktansa yazıda kaleme almak daha faydalı olacak.

Bosna Hersek herkesin bildiği gibi kötü durumda. Bosna’da yaşayanlar ve tüm sıkıntılarını çekenler onu daha da iyi biliyorlar. Ekonomik sorunlar, yönetim sisteminin işlemiyor olması, daha doğrusu vatandaşların yararına işlemiyor olması, hukukun zayıflığı, yolsuzluklar vs. Bu durum hemen hemen savaştan sonra başladı ve 20 yıldır devam ediyor. Dolayısıyla vatandaşlar da sabrın sonuna geldiler.

Her şey Tuzla’da başladı, insanlar sokaklara çıktılar, ilk günlerde sakin eylem yaptılar, diğer günlerde daha büyük sayıda toplanacaklarını duyurdular. Aslında insanlar biraz da şaşkındı, malum Bosna’da yapılan eylemlerde genelde birkaç yüz kişi toplanır, bu sefer ise binlerce kişi sokaklardaydı. O dönemde diğer şehirlerde de, başta Saraybosna olmak üzere, Tuzla’ya destek eylemleri yapıldı. O zaman kadar Bosna Hersek’in nerdeyse tüm vatandaşların desteklediği bir eylemdi.

Vatandaşlar haklı, ülke gitgide kötü duruma sürükleniyor. Bunu da artık durdurmak lazımdı. Ama ne olduysa Cuma günü oldu. Tuzla’da eylemciler devlet binasını ateşe verdiler, yaktılar yıktılar, polisler geri çekildi. O sırada Saraybosna’da da insanlar sokaklardaydı. Tuzla’dan yangın haberleri gelince Saraybosna’dakiler de alevlendi.

1992-1995 yılında canlarımızı ortaya koyarak, yüz binlerce kişi şehit vererek, korumaya başardığımız ve düşmana geçit vermediğimiz Cumhurbaşkanlık binasını yaktılar. İçindeki Bosna Hersek arşivi de yandı, yanındaki Kanton binasını da yaktılar. Canımız yandı… Tıpkı 92’de yandığı gibi. Savaş gibiydi… Dumanlar gökyüzünü kapladı. Ağlamamak elde değildi. Birileri yaksın diye mi şehitlerimiz orayı korudular?

Polis bir şey yapamadı çünkü Bakan Radonçiç ‘’Müdahale edilmeyecek’’ emrini verdi. Sanki binalar yakılsın istedi. Eylemciler itfaiyeye de izin vermediler. Öyle yandığını izledik. Artık geç olmuşken polise ‘’Müdahale edin’’ emri geldi ve bir operasyonla kontrol sağlandı, binalar boşaltıldı, itfaiyeler söndürmeye başladılar. Ama geç olmuştu artık…

Yakanlar daha iyi bir gelecek için orda değillerdi. Yakmak yıkmak için ordaydılar. Masum vatandaşlar arka taraflardaydı. Yakanların yüzünde maske, önceden hazırlanmış sopalar vs. Hepsi de 20’li yaşlarda. Gerçekten hükümeti protesto etmek isteyenler bu ülkeyi sevenlerdir. Bu ülkeyi sevenler ise onun en önemli değerlerine, geri dönüşü olmayan, zararlar vermezler.

Haklı bir mücadeleyken, haksız duruma getirildi. Siyasetçiler durumu değerlendiriyor, oy topluyorlar, vatandaşlar yine aynı noktada kaldılar, o yakıp yıkanlar ise yaklaşık 25 milion euroluk zararı verme keyfini sürüyorlar. Trafik ışıklarını söktüler, büfeleri yıktılar yağmaladılar, otobüs duraklarını yıktılar… Hepsini yine biz vatandaşlar ödeyeceğiz.

Şehitlerimizin koruduğu vatan değerlerini yakmak kimin hakkı olabilir?

Nasıl oluyorsa, sözde Sırp Boşnak Hırvat bu eylemler beraberdi ama Sırp Cumhuriyeti’nde hiçbir yakma yıkma olmadı.

Kanmayalım… Boşnaklar ekonomik sorunlar yüzünden binaları yakmadılar. Boşnaklar ekonomik sorunlar yüzünden sokaklara çıktılar ama, yakanlar başka.

Yazar: Emine Ş. Kaşlı

Kaynak: on5yirmi5.com

Ayrıca Bakınız

‘Gizemli’ Bosna Piramitleri’ne turist akını

“Bosnalı İndiana Jones” olarak da bilinen arkeolog Semir Osmanagic’in ortaya attığı ancak varlığı konusundaki tartışmaların …