1993-2012 yılları arasında Bosna-Hersek İslam Birliği’nin baş müftüsü olarak tüm Boşnakların dini lideri görevini yürüten Mustafa Çeriç siyasete girmeye hazırlanıyor. Kamuoyu Çeriç’in siyasi parti kurmasını beklerken, o Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyeliği için aday olmayı düşündüğünü açıkladı. Çeriç Al Jazeera’den Snjezana Muliç Softiç’in sorularını yanıtladı.
Bosna-Hersek’te mevcut siyasi iklim nasıl?
Bosna-Hersek’te yeterli sayıda siyasi partinin olduğunu düşünüyorum. Bazıları gereğinden fazla olduğunu da söylüyor. Mevcut partilerin tükenmiş, fikir üretmeyen, isteksiz, siyasi yaratıcılıktan uzak, demir perdeyle çevrelenmiş ve kapalı olduğunu düşünenler de var. Ayrıca ülkemiz ve toplumumuzu atalet ve umutsuzluktan çıkarmak isteyen insanların da toplumdaki enerjiyi harekete geçirmekten aciz olduğu düşünülüyor. Yeni bir siyasi güç, net bir vizyon ve gerçek değişim için inandırıcı bir programa sahip yeni ve farklı bir siyasi partiye ihtiyaç olduğu görüşü hakim.
Görüştüğüm kişilerin çoğu, ahlaki yenilenme ve Bosna-Hersek’i güçlendirmeye ortak hedefiyle, özgür ve bağımsız bireyleri, kurumları, kuruluşları birleştirecek hür ve bağımsız bir siyasi alternatifin sunulması zamanının geldiğini düşünüyor. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeliği fikri de buradan geldi.
Siyasete girmek için sizi ne motive etti?
İlk ve en önemli motivasyon vatana olan borcum. O da çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğinin daha iyi ve güvenli olması, korku ve yoksulluk olmadan yaşamaları için elimden geleni yapmam anlamına geliyor. Ülke ve toplumumuzdaki ağır durumu iyileştirmenin samimi niyet, kaliteli bilgi ve çok çalışmayla mümkün olduğunu düşünüyorum.
Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyelerinin işlevi hakkında ne düşünüyorsunuz? Yetkileri bir hayli sınırlı…
Bir makamın işlevi, insanı önemli ve etkin yapmaz, insan kendi gayretiyle belli bir makamı önemli ve etkin kılar. Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeliğinin önemli ve etkin olduğunu, bir çok konuyu ilerletebileceğini düşünüyorum, özellikle de ülkenin uluslararası alanda gördüğü kabul ile ilgili.
Dünyada eski dini liderlerin siyasete girdiği örnekler var. Bazıları devlet başkanlığı da yaptı. Ancak bu Bosna-Hersek’te olan bir şey değil. Siyasi bir görev üstlenmeniz durumunda teokratik bir yapı oluşturacağınız endişesi var mı?
Önyargılardan arınmış ve çıkar gruplarından bağımsız kişilerin, kimsenin dininden, kültüründen ve milliyetinden rahatsız olacağını düşünmüyorum. Özgür ve bağımsız kişiler toplumun iyileştirilmesi, ülkenin ilerlemesi için çalışan herkese saygı duyarlar. Din ve ahlak hakkındaki bilgim benim avantajım ve zenginliğim. Diğer iki halkın mensuplarını dinim ve ahlakım ya da mesleki arka planımla ilgili hoşgörüsüzlükle suçlamak uygun olmaz.
Bu sorularla ilgili diğer halkların mensuplarından hiç kötü bir söz duymadım. Sonuçta Bosna-Hersek’in teokratik değil demokratik bir ülke olduğu biliniyor, bu da toplumun farklı tabakalarından halkın kendi temsilcilerini seçtiği anlamına geliyor.
Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyeliği adaylığı için, ki tek aday olmayacağınız kesin, Bosna-Hersek’te hangi seçmen kesiminin desteğini alacağınıza inanıyorsunuz?
Adaylığa henüz karar vermediğim için o sorunuzu yanıtlayamam ancak özgür ve bağımsız bireylere saygı duyduğumu söyleyebilirim, gelecek seçimlerde de onların ağır basacağından eminim.
Uluslararası Şeffaflık Örgütünün raporuna göre Bosna-Hersek yolsuzluk sıralamasında dünya genelinde 77’inci sırada. Bosna toplumu neden bu kadar yolsuzluğun içinde ve bununla nasıl başedilir?
Yolsuzluğun, bir görevi kişisel çıkarlar için kullanmak olduğunu biliyoruz. Yolsuzluğu iktidar ve güce sahip ancak ahlaktan yoksun insanlar yapıyor. Bu hastalık en iyi şekilde eğitimle iyileştirilir. Bu eğitimin bir parçası da toplumda yolsuzluğun yayılmasını önleyen yasaların tam anlamıyla uygulanması. Yolsuzlukla mücadelenin yasaları kitaplarda yazılı, ancak onları uygulayacak kişilerin kalplerinde bu yasalar yaşamıyor. Kamu yararını korumak için yasları uygulamakla görevli kişilerin kalplerine girene kadar bu yasalar kağıtlardaki ölü harflerdir.
İslam dünyası neden kriz yaşıyor? Müslümanlar arasındaki çatışmalar için çözümü nerede görüyorsunuz?
Müslüman dünyası ağır bir krizden geçiyor. Bunun bir çok sebebi var. Ancak temel sorun şu: Çoğunluğu ilerici gençlerden oluşan kitlelerin Tunus, Yemen, Irak, Libya, Mısır, Suriye sokaklarında ifade ettikleri görüşler, dar görüşlü birey ve gruplar tarafından gaspedildi.
Kaynak: Al Jazeera