Hatasıyla doğrusuyla Yugoslavya tarihe karışalı yıllar oldu. Bir zamanlar önemsenen bir ülke olan Yugoslavya, dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan eski vatandaşları üzerinde kalıcı izler bıraktı. Müzik ve kültür… Eski Yugoslavya’dan gelen gençleri bir araya getiren ve ortak geçmişe nostalji duymayı mümkün kılan iki unsur.
Eski Yugoslavya gençliği yaklaşık 5 yıldır Köln’deki Balkan partilerinde bir araya geliyor. Admira Paşagiç, bu gençlerden biri:
“Tüm ulusların burada temsil ediliyor olmasının, ne kadar güzel bir şey olduğunu, tarif etmek çok güç. Hırvat, Sırp, Boşnak, Sloven ya da Makedon olsun herkes burada. Bu gerçekten harika bir duygu. Ayrıca artık arada nefret gibi duyguların olmaması da harika. Özellikle bu akşam.”
‘Balkan Rock’ partilerinin organizatörü Midhat Mujanoviç: “Dinlerimiz, etnik kökenlerimiz farklı olabilir ama buradaki insanlar o döneme karşı bir bağ hissediyorlar. Geçmişte her şey iyi değildi ama kendi adıma, çocukluğum harika geçmişti.” ‘Komünistler’ neyi başardı?
Balkan uzmanı, gazeteci Rüdiger Rossig, gençlerin, eski komünist Yugoslavya’ya nostaljik duygular beslemesinin anlaşılır olduğunu söylüyor.
“Komünistleri takdir etmek gereken konulardan biri; kesinlikle ülkelerinin etkili ve çok hızlı bir biçimde modernleşmesi için gösterdikleri çaba. Aynı şey sanayileşme ve benim yakından tanıdığım pop kültür için de geçerli. Yani caz müziğinden karikatüre kadar, müzik ve sanat alanında görülmedik bir üretim söz konusu.”
Eski Yugoslavya dönemine duyulan özlem, Düsseldorf’ta bir bakkal işleten Haris Pandza’nın derisine bile işlemiş.
“Sadece kalbimde değil, vücudumda da taşıyorum. Kırmızı noktanın bulunduğu yer benim memleketim Saraybosna.”
“O dönemin yasını tutuyor herkes. İnsan zamanı geri getirmek istiyor, bir nevi. Burada eski Yugoslavya’dan gelen biri ile tanışınca ilk önce karşılıklı hayat hikayeleri paylaşılıyor. ve her zaman şu soru soruluyor: ‘Savaş sırasında nerdeydin, ne yapıyordun?’ Bir şekilde kaybettiğimiz parçamızı, yani birlikteliği, yeniden yakalamaya çalışıyoruz.”
30 yaşındaki Haris Pandza, 1990’ların ortasında Almanya’ya gelmiş. Savaştan sonra güzel anılarının kaybolduğu Saraybosna’ya ise geri dönmek istememiş. Tito’dan anılar
Bu anılar, II. Dünya Savaşı sırasında “kardeşlik ve birlik” sloganı ile çok uluslu bir devleti birleştiren Partizan lider Josip Broz Tito döneminden kalma anılar. Tito, Doğu ile Batı arasında denge politikası sürdürerek Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ni kurdu. Ancak propaganda görüntüleri yanıltabilir. Zira Tito bu düşüncesine karşı gelenlere katı bir biçimde engel oldu.
Balkan uzmanı Rüdiger Rossig: “Tito elbette bir diktatördü. ve Tito, diktatörce bir ideolojiye sahip siyasi bir rejimin, yani marksizm-leninizmin inançlı bir savunucusuydu. Tito Stalin’den acı duyarak ayrıldı. ve Komünist Parti’nin en son ulaştığı noktaya, yani aynı zamanda ülkenin sonunu getiren kapsamlı bir liberalleşmeye ulaşması da çok zorlu ve acılı bir süreçti. Zaten bu durum, sadece olumlu sonuçlar doğurmadı.”
Tito’nun 1980 yılındaki ölümü aynı zamanda Yugoslavya’nın sonunun başlangıcıydı. 1990’larda patlak veren kanlı savaşla ülke parçalandı.
Haris Pandza gibi birçok kişi savaştan kaçmak zorunda kaldı. Pandza geçmişi, eski memleketini hasretle anıyor ve kızına bir gün Yugoslavya hakkındaki her şeyi anlatmak istiyor:
“Bu onun için en fazla, babasının geldiği memleket olacak, daha fazla önemi olacağını sanmıyorum.”
Pandza, kızı Maria’ya Yugoslavya’yı özlemle anlatsa da onun özgür ve demokratik bir çevrede büyümesinden kesinlikle memnun.
Deutsche Welle
<a href="https://www.facebook.com/sharer/sharer.php?u=https%3A%2F%2Fparse.com" target="_blank">
Share on Facebook
</a>