2020 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Irak‘ın kuzeyindeki Pençe harekatları kapsamında operasyonlarda şu ana kadar 158 terör örgütü mensubunun etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

Akar, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2020 yılı bütçesinin sunumunda, terör örgütüne karşı mücadelenin Irak’ın kuzeyinde de azim ve kararlılıkla sürdürüldüğünü belirtti.

Bu kapsamda Hakurk ve Haftanin bölgelerinde başlatılan Pençe harekatlarının planlandığı şekilde devam ettiğini anlatan Akar, “Operasyonlarda şu ana kadar 9 silah arkadaşımız şehit olmuş, 74 personelimiz yaralanmış, buna karşılık 158 terör örgütü mensubu ise etkisiz hale getirilmiştir” diye konuştu.

$(window).load(function () { var s = document.createElement(“script”), el = document.getElementsByTagName(“script”)[0]; s.async = 1; s.src = “//cdn2.admatic.com.tr/showad/showad.js”; el.parentNode.insertBefore(s, el); });

Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi

Suriye sınırında yürütülen Acil Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi kapsamında, sınır hattı boyunca modüler beton duvar, devriye yolu, yüksek güvenlikli tel çit ve gözetleme kulelerinin tesis edildiğini belirten Akar, bunlar sayesinde hudut ihlallerinin önüne önemli ölçüde geçildiğini vurguladı.

İran hudut güvenliğinin artırılmasına yönelik hazırlanan İran Hududu Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi Projesi kapsamında Ağrı, Iğdır ve Hakkari olmak üzere 3 aşamalı olarak planlandığına işaret ederek, projenin 137 kilometrelik bölümünün gerçekleştirildiğini söyledi.

Ege ve Akdeniz’deki durum

Yurt içi ve sınır ötesinde yürütülen terörle mücadelenin yanı sıra Kıbrıs ve çevresi dahil, mavi vatandaki hak, alaka ve menfaatlerin korunmasına da azim ve kararlılıkla devam ettiklerini dikkati çeken Akar, iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmek, karşılıklı anlayışı artırmak amacıyla, Türkiye ve Yunanistan Savunma Bakanlıkları arasında başlatılan Güven Artırıcı Önlemler kapsamında, 22-24 Mayıs 2019’da Atina’da ve 17-20 Haziran 2019’da Ankara’da olmak üzere 2 toplantının icra edildiğini, üçüncü toplantının ise hazırlıklarının sürdürüldüğünü bildirdi.

Akar, bu toplantılarda, 20 başlıkta Güven Artırıcı Önlemin icra edilmesi üzerinde anlayış birliğine varıldığını aktararak, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bununla birlikte Doğu Akdeniz ve Ege’de Türkiye’yi adeta denize ayak basamayacak hale getirmeyi amaçlayan çabalara ve uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarımızın çiğnenmesine de asla izin vermeyeceğiz. Aynı şekilde, Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların ülkemiz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dışlanarak adeta gasp edilmesi girişimlerini kesinlikle kabul etmeyeceğiz. Türkiye, ısrarla Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta, deniz yetki alanlarında, eşit egemen hakların korunması ve kaynakların adil paylaşımının tüm kıyıdaş devletlerin mutabakatıyla belirlenmesi gerektiğini savunmaktadır.”

Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis araştırma gemileri ile Yavuz ve Fatih sondaj gemilerinin Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait fırkateyn ve korvetlerin korumasında araştırma ve sondaj faaliyetlerine devam ettiğini belirten Akar, şunları söyledi:

“Diğer özel, tekil bir olayda bildiğiniz üzere KKTC bayrağının yakılması olayı oldu. Bunu en sert şekilde kınıyoruz. Bu ırkçı saldırılar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bayrağının adada ebediyen dalgalanmasına asla engel olamayacak.

Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, hele hele toprağında gözümüz yoktur. Bu konuda ‘iyi komşuluk ilişkilerini arzu etmemiz’ taviz ve zafiyet, ‘Hiçbir oldubittiye izin vermeyeceğiz’ dememiz de tehdit olarak algılanmamalıdır. Kıbrıs bizim milli meselemizdir. Kimse bu konuda bizden taviz beklemesin. Bu konudaki fikirlerimiz ve yaklaşımımız zaten ortadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Ege ve Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve KKTC’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Ada’sında uluslararası garanti ve ittifak anlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir.”

NATO ile ilişkiler

NATO ile ilişkilere de değinen Akar, “Son dönemde NATO üyesi bazı ülkeler Türkiye’nin güvenliği başta olmak üzere pek çok konuda müttefiklik ruhuna uygun bir tutum sergilememiş olsa da NATO bizim için hala önemli bir savunma ve iş birliği zemini olmayı sürdürmektedir” dedi.

Akar, geçmişte olduğu gibi şimdi de müttefiklerle dayanışmayı değerli gördüklerini ifade ederek, NATO üyeliğinden veya müttefiklikten vazgeçmek gibi bir niyetlerinin olmadığını, bu konudaki bütün sorumlulukları yerine getirdiklerini ve getirmeye devam edileceğini söyledi.

NATO’nun ruhuna ve misyonuna uygun hareket eden Türkiye’nin, müttefiklerinden de benzer bir yaklaşım beklemesinin en doğal hakkı olduğunu vurgulayan Akar, “Türkiye sadece kendi sınırlarını değil, NATO sınırlarını da korumaktadır. Türkiye’nin güvenliği, NATO dahil tüm Avrupa’nın güvenliğidir. Bilinmelidir ki Avrupa ile terörizm arasındaki son engel olan Türkiye, terörizmle savaşın cephe ülkesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Barışı destekleme ve koruma faaliyetleri

Türk Silahlı Kuvvetlerinin NATO, BM ve AB bünyesinde Afganistan’dan Kosova’ya ve Bosna Hersek’e, Lübnan’dan Somali’ye kadar dünyadaki barışı destekleme misyonlarına katkı sağladığını belirten Akar, Türkiye’nin Afganistan’da halen NATO tarafından yürütülen Kararlı Destek Misyonu’na en büyük katkıyı yapan ikinci NATO ülkesi olduğunu dile getirdi.

Suriye’deki gelişmelere bağlı olarak hava ve füze tehdidine karşı hava ve füze savunmasına takviye etmek için müttefik ülkelerce Türkiye’ye Patriot ve SAMP-T sistemlerinin konuşlandırıldığını anımsatan Akar, şöyle konuştu:

“Bu kapsamda, İspanya’nın 2015 yılında konuşlandırdığı PATRIOT sistemleri 2019 yılı sonuna kadar ülkemizde bulunacaktır. Bu sürenin daha da uzatılması söz konusudur. Ancak İtalya’ya ait SAMP-T sistemi yıl sonu itibarıyla ülkemizden ayrılmış olacaktır. Ülkemizin hava ve füze savunması için uzun menzilli bir hava ve füze savunma sisteminin milli imkan ve kabiliyetler ile tasarlanıp üretilmesine yönelik çalışmalarımız da son hızla devam etmektedir.

TSK, Alçak/Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi HİSAR’ı inşallah önümüzdeki yıldan itibaren kullanmaya başlayacaktır. Bu başarı, yüksek irtifa hava savunma füze sistemimiz olan SİPER bakımından da büyük bir müjdedir. SİPER envantere girinceye kadar aciliyet arz eden yüksek irtifa hava ve füze savunma sistemi ihtiyacımızın bir an evvel karşılanması maksadıyla Rusya Federasyonu’ndan S-400 tedariki için başlattığımız süreç planlandığı şekilde devam etmektedir.”

Akar, mayın temizleme çalışmalarına ilişkin ise “Büyük bölümü ülkemizin doğu ile güney sınır bölgesinde yer alan mayınlı bölgeler olmak üzere, toplam 15 milyon metrekarelik mayınlı bölgenin temizliği tamamlanarak, 21 bin 800 civarında mayının imha edilmesi sağlanmıştır.” dedi.

Personel faaliyetleri

Türk Silahlı Kuvvetlerinin personel mevcuduna da değinen Akar, “TSK’nin halihazırdaki mevcudu 367 bin 777’si asker, 41 bin 405’i sivil olmak üzere toplam 409 bin 182 personelimiz bulunmaktadır.” bilgisini verdi.

FETÖ’nün 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi ardından yaşanan ihraç sürecine ilişkin de bilgi veren Hulusi Akar, şöyle devam etti:

“15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren FETÖ/PDY bağlantısı nedeniyle TSK’den 150 general/amiral, 8 bin 413 subay, 7 bin 612 astsubay, 1232 uzman erbaş/sözleşmeli er, 459 devlet memuru/işçi olmak üzere toplam 17 bin 866 personel ihraç edilmiştir. 2 bin 709 personel de geçici görevden uzaklaştırma kararıyla şu anada görevlerinden uzaklaştırılmış bulunmaktadır. Ayrıca 909 emekli personelin daha sonra ortaya çıkan bilgi ve belgeler çerçevesinde rütbeleri geri alınmıştır.”

Silahlı Kuvvetlerin, içindeki FETÖ’cülerin temizlendikçe güçlendiğini ve milletiyle daha sıkı bütünleşerek her zamankinden daha etkin, caydırıcı ve saygın şekilde faaliyetlerine devam ettiğini bildiren Akar, “FETÖ ile mücadele kapsamında, Cumhuriyet Başsavcılıkları, MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü ile koordinasyon faaliyetlerimiz aksatılmadan sürdürülmektedir. Yeni bilgi ve belge elde edildikçe, gerekli adli/ idari işlemler derhal başlatılmaktadır. FETÖ bağlantılı son personel de Bakanlığımız bünyesinden temizleninceye kadar mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Amacımız, bu şanlı üniformayı tek bir hainin bile taşımasına engel olmaktır.” ifadelerini kullandı.

Personel temin durumu ve askeralma faaliyetleri

Personel teminine yönelik çalışmalar kapsamında Milli Savunma Üniversitesine bağlı olan Harp Okulları ve Sağlık Bilimleri Üniversitesinde 7 bin 215, Astsubay Meslek Yüksek Okullarında 4 bin 413, dost ve müttefik ülkelerden 971 misafir askeri öğrenci olmak üzere toplam 12 bin 599 askeri öğrenci öğrenim gördüğünü ifade eden Akar, modern, öngörülebilir, eşit hizmet sürelerine sahip, eğitimli insan gücü kaynağının etkin ve verimli kullanılmasına yönelik yeniden düzenlenen Askeralma Kanunu’nun 26 Haziran 2019 yürürlüğe girdiğini anımsattı.

Kanun kapsamında askerlik hizmetinin erbaş ve erler için ilk 6 ay zorunlu, ikinci 6 ay gönüllülük esaslı olmak üzere yeniden düzenlendiğini, yedek astsubaylık statüsünün ilk kez ihdas edildiğini anlatan Akar, dövizle askerlik hizmetinde yaş sınırı kaldırıldığını ve bedelli askerlik hizmeti uygulamasının sürekli hale getirildiğini dile getirdi.

Özellikle yedek astsubaylık statüsünün halk tarafından büyük teveccüh ile karşılandığını aktaran Akar, Bakanlığın vatandaş ve kurumlara yönelik hizmetlerinin e-Devlet ağına entegrasyonunun önemli ölçüde tamamlandığını söyledi.

Şehit ve gazilerin fedakarlıklarının karşılığının olmadığını bunun da bilincinde olduklarını vurgulayan Akar, devletin ve milletin, bütün imkanlarıyla bugüne kadar şehit ve gazilerin yanlarında olduğunu ve bundan sonra da olmaya devam edeceğini vurguladı.

Milli ve manevi değerleri canı pahasına koruyan şehitlerin yakınlarına ve gazilere yönelik ilgili bakanlıkların sorumluğunda sağlanan birçok hak bulunduğunu ifade eden Milli Savunma Bakanı Akar, bu hakların geliştirilmesine yönelik çalışmaların da başta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olmak üzere, tüm ilgili bakanlıklarla koordineli olarak yürütüldüğünün altını çizdi.

Akar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev yapacağı harekat bölgelerinde konuşlanma ihtiyaçlarına yönelik yurt içi ve sınır ötesinde üs bölgesi kurulması çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Kaynak: Haberler.com

Ayrıca Bakınız

AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, Bosna Hersek’te gündemi değerlendirdi: (1)

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Moskova'da varılan mutabakatın Suriye'de siyasi çözümün önünü açacağını belirterek, "Türkiye ezcümle kararlı duruşuyla, ne yaptığını bilen tavrıyla, tarzıyla, Moskova'da istediğini almıştır.