Slovenya ve Hırvatistan’ın sırasıyla 1990 ve 1991 yıllarında Yugoslavya Federal Cumhuriyetinden (YFC) ayrılmasının ardından, Bosna Hersek’te (BH) 29 Şubat ve 1 Mart 1992 tarihlerinde bağımsızlık için referandum yapıldı. Bosnalı Müslümanlar ve Hırvatlar plebisite büyük ölçekte katılım göstererek BH’nin federasyondan ayrılmasını desteklerken, Bosnalı Sırpların büyük çoğunluğu oylamayı boykot etti. 5 Nisan 1992’de ulusal parlamento BH’nin YFC’de ayrıldığını ilan etti. Bu olayı takip eden ve yüzbinlerce insanın ölümüne, milyonlarcasının sürülmesine sebep olan savaş, Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşından bu yana gördüğü en kanlı olaydı.
Bir barış anlaşması imzalanması için gösterilen uluslararası düzeyde pek çok başarısız çabanın ardından, şiddetin başlamasından yaklaşık üç buçuk yıl sonra, Amerika Birleşik Devletleri 1995 yılının sonbaharında yeni bir girişim başlattı. Sırp Cumhurbaşkanı Slobodan Miloseviç, Hırvat Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman ve Bosnalı Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç savaş halindeki tarafları temsilen 1 Kasım 1995’te Ohio eyaletinin Dayton kentindeki Wright-Patterson Hava Üssünde biraraya gelerek yakınlık görüşmelerine başladılar. Görüşmelere dönemin Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrooke başkanlık etti. Amerikan hava üssündeki bu hayli gergin geçen görüşmelere İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya’dan oluşan Temas Grubundan ve AB’den temsilciler de hazır bulundu.
Miloseviç, Tudjman ve İzetbegoviç, görüşmelerin başlamasından üç hafta sonra 21 kasım tarihinde bir anlaşmaya vararak, BH’te Barış için Genel Çerçeve Anlaşmasına paraf attılar. Sonrasında Dayton Barış Anlaşması (DBA) ismini alan belge, 14 Aralık 1995’te Paris’te üç Balkan ülkesinin cumhurbaşkanı tarafından resmen imzalandı.
İmza törenine katılan liderler arasında BM Genel Sekreteri Boutros Boutros-Ghali, NATO Genel Sekreteri Javier Solana, ABD Başkanı Bill Clinton, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, İngiltere Başbakanı John Major, Almanya Başbakanı Helmut Kohl ve Rusya Başbakanı Viktor Çernomirdin yer aldı. Törende AB’yi, İsveç’in eski başbakanı ve Dayton barış konferansının eş başkanı Carl Bildt temsil etti.
Törende konuşan Clinton, “Bugün bu barış korosunda kurbanların – oyun oynadıkları yerler bombardıman altında ölüm tarlalarına dönüşen çocukların, tecavüze uğrayan genç kızların, öldürülerek toplu mezarlara gömülen erkeklerin, toplama kamplarında açlık çekenlerin, çarpışmalarda ölenlerin, evlerinden ve ailelerinden koparılan milyonlarca insanın – kutsal seslerini de duyuyoruz. Bu kurbanlar yattıkları yerlerden bu barış şarkısına eşlik ediyorlar. Onların sesleri sonsuza dek kalplerimizde ve akıllarımızda kalsın”, dedi.
DBA’nın, barış kararları ve bölgesel istikrar konularının askeri, siyasi ve sivil yönlerini düzenleyen 11 eki mevcut.
Anlaşma çerçevesinde Müslüman ve Hırvatların BH Federasyonu ile Bosnalı Sırpların yönetimindeki Sırp Cumhuriyeti olmak üzere büyük ölçüde özerk iki taraftan oluşan egemen bir devlet olan BH kurularak, ülkenin uluslararası ve taraflar arası sınırları belirlendi. DBA Ek 4’te BH anayasasına yer verildi.
DBA; BH, Hırvatistan ve YFC’den geriye kalanların birbirlerinin eşit egemenlik haklarına saygılı olmalarını ve anlaşmazlıkları barışçıl yöntemlerle çözmelerini şart koştu. Taraflar Anlaşmayı imzalayarak insan haklarına, mültecilerin ve yerlerinden edilen vatandaşların haklarına da saygı gösterme yükümlülüğü altına girmiş oldular. Ayrıca barış kararlarının uygulanması ve savaş suçları ile uluslararası insanlık yasasını ihlal eden diğer eylemlerin soruşturulması için çalışan ilgili tüm taraf ve kuruluşlarla tam bir işbirliği içinde olmayı da kabul ettiler.
DBA’nın Paris’te resmen imzalanmasından bir gün sonra BM Güvenlik Konseyi, çıkardığı 1031 no’lu Karar ile NATO’ya Anlaşmanın askeri şartlarını uygulama yetkisi verdi. 20 Aralık 1995’te 60 bin askerden oluşan, NATO önderliğindeki çok uluslu Uygulama Gücü (IFOR), İttifakın şimdiye kadarki en büyük askeri operasyonu olan Ortak Çaba Harekâtı kapsamında BH’de konuşlandırıldı. Bir yıllık yetki süresi sonunda Aralık 1996’da IFOR’un yerini İstikrar Gücü (SFOR) aldı. Başlangıçta asker sayısı yaklaşık 32 bin olan SFOR zaman içinde küçüldü. Askeri koşulların uygulanması görevinin Avrupa Birliği önderliğindeki EUFOR’a geçtiği Aralık 2004’e kadar asker sayısı yaklaşık 7 bine indirildi.
DBA’nın sivil koşullarının uygulanması görevi ise BH’deki Yüksek Temsilciliğe (YT) verildi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin verdiği yetkiyle çalışan Yüksek Temsilci, uluslararası toplumun bu Balkan ülkesindeki en üst düzey temsilcisi olarak görev yapmakta ve yetkilileri görevden almak, yasa çıkarmak gibi yüksek yetkilere sahip. Yüksek Temsilcinin görevi, barış kararlarının sivil koşullarının uygulanması sürecine dahil olan makam ve kuruluşların çalışmalarını kolaylaştırmak ve koordine etmek.
Dayton Anlaşması, BH’de kan dökülmesine bir an önce son verilerek ülkede barışın yeniden sağlanması konusunda başarılı oldu; fakat bunu başarırken diğer yandan da dünyanın en karmaşık hükümet sistemlerinden birini kurdu. Söz konusu düzenleme, BH’nin içindeki ve dışındaki pek çok kişi tarafından uzun vadede sürdürülebilir bir sistem olarak değerlendirilmiyor. Merkezi kurumları zayıf olan, bünyesindeki iki taraf arasında sürekli bir ayrılık bulunan ve uluslararası yönetime bağımlı durumdaki ülkeyi henüz işler durumda bir devlet olarak nitelendirmek zor. 22 Kasım’da Dayton Anlaşması anısına Washington’da yapılan törende BH’nin üç taraf grubunun temsilcileri, gelecekteki barış ve refahın temellerini atacak kapsamlı reformları gerçekleştirerek ilerleyeceklerine dair tarihi bir söz verdiler.
setimes.com