Türkiye’nin kültür ve diplomasi bağlarını güçlendirmek amacı ile beş kıtada elliden fazla merkez ve yüzün üzerinde irtibat noktasında faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü, 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma faaliyetleri kapsamında Paris’ten Bakü’ye, Lefkoşa’dan Üsküp’e pek çok etkinlik düzenleyecek.
Türkiye’de 15 Temmuz işgal girişimin yıldönümünde İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 81 ilde 15 Temmuz’da hayatını kaybedenler için anma programları planlanıyor. Türkiye’nin büyük şehirlerinin üstünde savaş uçaklarının uçtuğu, TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarının sokaklarda vatandaşların üzerine tanklarla yürüyüp ateş ettiği 15 Temmuz işgal girişimi, yurt dışındaki Yunus Emre Enstitüsü merkezlerinde yapılacak çok sayıda etkinlikle anlatılacak.
Yunus Emre Enstitüsünün yoğun faaliyet sürdürdüğü başta Filistin, Makedonya, Hırvatistan, Kosova, Bosna–Hersek, Fransa, İtalya, Macaristan, Romanya, Rusya, Azerbaycan, KKTC Yunus Emre Enstitüsü merkezleri olmak üzere 59 ülkede bulunan 131 irtibat noktasında 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Etkinlikleri düzenlenecek. Türk Büyükelçilikleri, konsolosluklar ve ülkelerin devlet yetkilileri ile beraber planlanan etkinlikler çerçevesinde fotoğraf sergileri, sempozyumlar, panel ve toplantılar ile saygı ve anma koşuları düzenlenecek. Etkinliklerle 15 Temmuz’da Türkiye’nin varlığına, bütünlüğüne ve demokrasisine darbe indirmeyi planlayan, hedefi ülkeyi işgal etmek olan FETÖ’ye ve alçak girişimine dair uluslararası kamuoyunun, yerel yönetim ve medya aracılığı ile detaylı bir şekilde bilgilendirilmesi amaçlanıyor.
PROF. DR. ŞEREF ATEŞ: YÜZ BİNLERE 15 TEMMUZ’U ANLATIYORUZ
15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sırasında dünyaya neler olduğunu anlatabilmek için yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirten Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, “Türkiye’deki darbeyi anlatan, ilk müdahale eden biz olduk. Tüm temsilciliklerimiz aracılığıyla dünyanın dört bir yanındaki medya mensupları ile iletişime geçtik. Medya, yerel siyasetçiler, akademisyenlerle bir araya geldik. Bir sene boyunca 50’den fazla merkezimiz, 100’ün üzerinde irtibat noktamızda yüz binlere, Türkiye’nin 15 Temmuz’da neler yaşadığını, millî iradenin meydanlara nasıl çıktığını ve nasıl bağımsızlık savaşı verdiğini anlattık.” dedi.
“BATI’DA YOĞUN BİR DEZENFORMASYON VAR”
Enstitü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Merkezlerimizde müdüründen memuruna tüm çalışanlarımız bu hain girişimi anlatıyor, halkı bilinçlendiriyor. Çünkü özellikle Batı ülkelerinde çok yaygın bir dezenformasyon var. Sadece kültür enstitüsü olarak biz değil, devletin tüm kurumları ve sivil toplum kuruluşları yoğun bir şekilde çalışıyor. Türkiye 15 Temmuz’da aslında yeni bir tarih yazdı. O gece tek bir çağrı ile sokaklara dökülen, tankların önüne geçen, silahtan korkmayan, kendisine doğrultulan namlunun üzerine giden insanlar oldu. Bu kalkışma aslında Türk milletinin özgürlüğüne, millî iradeye ne kadar düşkün olduğunu gösterdi. Bizim, bu özgürlük ruhunu ve 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin normalleşme sürecini dünyaya anlatmamız gerekiyor. Bu anlamda Yunus Emre Enstitüsü olarak üzerimize düşen görevi yapıyoruz.”
“TÜRK KÜLTÜRÜNE OLAN İLGİ SUİİSTİMAL EDİLDİ”
Türk kültürünü ve dilini öğrenmek isteyen insanların iyi niyetlerinin örgüt tarafından suiistimal edildiğini ifade eden Prof. Dr. Ateş, “Yurtdışında şimdiye kadar ne yazık ki bu örgüt, Anadolu insanının kültürel değerlerini kullanarak yaygınlaştı. Türk Okulları ismini kullanarak bir devlet okulu algısı yarattılar. Dolayısıyla yabancı hükümetler, yabancı devletler, bazen bu okulları devletin okulları zannettiler. 15 Temmuz, örgütün niyetini açıkça ortaya koydu. Ülkeler arası kültür diplomasisini baltalama girişimlerinde de bulunan bu art niyetli harekete karşı devletimiz Türkiye’nin doğru kanallardan tanıtılması, Türkçe’nin doğru şekilde öğretilmesi için Yunus Emre Enstitülerini kurdu. Doğru kaynakların yurt dışına ulaştırılması, oralarda Türk kütüphanelerinin kurulması, Türkiye’deki üniversitelerle irtibatlandırılması gibi alanlar tamamen bizim kontrolümüzde gerçekleşiyor. Yunus Emre Enstitüleri bu anlamda Türkiye’ye olan ilgiyi doğru kanallara yönlendiriyor, bundan sonra da bunu sürdürecek.” diye konuştu.
Kaynak: Haberler.com