TİKA Bosna’daki en önemli tarihi mirası ayağa kaldırıyor

Kemal Zorlak – Sokullu Mehmet Paşa tarafından Mimar Sinan’a doğduğu yer olan Bosna Hersek’in Vişegrad kentinde 1577 yılında yaptırdığı tarihi Drina Köprüsü (Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü) Türk …

Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü
Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü

Kemal Zorlak – Sokullu Mehmet Paşa tarafından Mimar Sinan’a doğduğu yer olan Bosna Hersek’in Vişegrad kentinde 1577 yılında yaptırdığı tarihi Drina Köprüsü (Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü) Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından restore ediliyor.

Osmanlı’nın Balkanlar’da en çok eserinin bulunduğu ülkelerin başında gelen Boscna Hersek, bünyesinde bugüne kadar korumayı başardığı camiler, köprüler, han ve hamamlarla adeta açık hava müzesi konumunda. Osmanlı’nın Bosna Hersek’teki en önemli tarihi miraslarından birisi de Sokullu Mehmet Paşa tarafından Mimar Sinan’a 1577 yılında yaptırılan tarihi Drina Köprüsü…Drina Nehri üzerine dönemin koşullarında yaptırılan Vişegrad kentindeki tarihi köprü, gerek mimarisi, gerek uzunluğu ve heybetiyle adeta görenleri büyülüyor. Ünlü yazar Ivo Andriç’e 1961 yılında Nobel ödülü kazandıran “Drina Köprüsü” adlı eserinde anlatılan olayların da geçtiği tarihi köprü, bu nedenle de dünyaca ün kazanan Osmanlı’nın bölgedeki nadir eserlerinden birisi olma özelliğini taşıyor.

Osmanlı döneminde Bosna-İstanbul ve Dubrovnik arasındaki anayol üzerinde kurulması nedeniyle etrafındaki köy ve şehirlerin gelişmesinde de önemli rol üstlenen tarihi köprü I. ve II. Dünya Savaşı’nda bombalanarak büyük ölçüde tahrip oldu. En son 1960 ile 1982 yılında dönemin Yugoslavya hükümeti tarafından restore edilen tarihi köprü, gerek Drina’nın azgın suları, gerek 436 yıllık tarih nedeniyle zamana yorgun düştü. Köprünün ayaklarında başlayan bozulmalar ve kaymalar üzerine TİKA, bu önemli tarihi yapının gelecek nesillere de aktarılması için önemli bir proje hazırladı.

Yaklaşık 5 milyon avroluk proje için geçen yıl yapılan ihale sonucu, tarihi Drina Köprüsü’nün yüklenicisi daha önce Mostar ve Konyits Köprüsü’nü de yenileyen ER-BU firması oldu. UNESCO tarafından 2007’de Dünya Mirası Listesi’ne alınan ve 436 yıldır ayakta kalma mücadelesi veren, adeta zamanın tanığı olan Drina Köprüsü’nün onarımı için Eylül ayında başlayan çalışmalar hızla devam ediyor.

-”Köprüler birleştirdiği gibi, ayırmak için de kullanılan yapılardır”- 

Drina Köprüsü’ndeki onarım ve restorasyon çalışmalarının genel kontrolorlüğünü yapan heyetin başkanı Karayolları Genel Müdürlüğü Tarihi Köprüler Şube Müdürü Mimar Halide Sert, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 35 yıldır sadece tarihi köprülerin restorasyonuyla ilgili çalışmalarda bulunduğunu söyledi.

Bosna Hersek’te daha önce onarımı ve restorasyonu yapılan tarihi Mostar ve Konyits Köprüsü’nün projelerinde de görev aldığını beliren Sert, şimdi ise tarihi Drina Köprüsü’nde kontrol amirliği görevini yürüttüğünü kaydetti.

Halide Sert, Bosna Hersek’teki Osmanlı eseri tarihi köprülerin, Anadolu’daki köprü mimarlığının bir sentezi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

”Bugün yurtdışında 307 adet köprümüzden, 121 tanesi Bosna Hesek’te yer alıyor. Dünya mimarlığına damga vuran Mimar Sinan ekolünün eserlerinden diyebileceğimiz Mostar Köprüsü ve Sokullu Mehmet Paşa, bugün Dünya Kültür Miras listesinde yer alıyor. Dünyada 983 kültür mirası içinde 6 tarihi köprü bulunuyor, bunların 2 tanesi bizim izlerimizi taşıyan, Osmanlı döneminde yapılmış köprüdür, bununla gurur duyuyoruz.”

”Köprüler hem birleştirdiği gibi, ayırmak için de kullanılan yapılardır” diyen Sert, tarihi Drina Köprüsü’nün 16’ncı yüzyıl eseri olduğunu ve hem 1. Dünya Savaşı’nda, hem 2. Dünya Savaşı’nda bombalandığını ve 4 kemerinin hasar gördüğünü bildirdi.

Tarihi köprünün son olarak eski Yugoslavya döneminde 1960 ile 1982 yılında kapsamlı onarım gördüğünü anlatan Halide Sert, yaptıkları restorasyonla ilgili şu bilgileri verdi:

”Bu köprü şu anda en riskli köprüler içinde yer alıyor. 2007 yılında Dünya Kültür Miras listesine alınmadan evvel bu konuyal ilgili TİKA tarafından bir bilgi ulaştırıldı ve bu konuyla ilgili çalışmamız istendi. Burada yıptığımız çalışmalarda bu eser çevresiyle bir bütün. Yani nehir yatağında bulunan eserde, nehir yatağıyla ilgili olan bir takım değişiklikler köprü temellerini direk etkilediği için 1982 yılında yapılan onarımda çok devamlılık sağlanamamış. Bu nedenle köprü risk durumundaydı.

Yapılan bu projede hep bunları gözönüne aldık. Hep temellerin sağlamlaştırılması ve iyiliştirilmesi konusunda konuştuk. Bu bağlamda yapılacak olan çalışmalar temellerde iyi bir iyileştirme demek. Bu şu anda ortalama 2,5 metre kalınlığında bir taş tahkimatı yaparak köprüyü sağlama alıyoruz. Çünkü temel dediğimiz şey, toprağın altında bulunan kısımdır, bu köprüde hepsi açıkta. Ortadaki kitabe köşkünün olduğu yerde ayak yüksekliği 2,40’tır, yani bir kat yüksekliğinde temelleri var, ama hepsinin altından su geçiyor, yani açıktalar. Bu bağlamda, bunu sağlamlaştırırken tabiki nehir seviyesindeki baraj olduğu için bunu belli seviyede tutmak zorundayız.

Bu köprüde böyle bir çalışma daha önce yapılmadı. Daha önce sadece temellerle ilgili çalışma yapıldı. Temellerin üzerinde bulunduğu yakın çevresiyle ilgili bizim araştırmalarımıza göre bir çalışma yapılmadı. Suyun önünde engel teşkil edecek bütün yıkıntıları ve birikintileri kaldımak amacındayız.”

-”Bu köprü insanlığın ortak mirası”-

TİKA Bosna Hersek Koordinatörü Dr. Zülküf Oruç, tarihi köprünün restorasyon çalışmalarıyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, TİKA’nın böylesine önemli bir projeyle kendi misyonuna uygun bir çalışma yaptığını söyledi.

TİKA’nın Türkiye ile Bosna Hersek arasındaki ilişkileri geliştirmek, ekonomik anlamda gelir getirici porjelerle hayat seviyesini yükseltmeye yönelik projeler uyguladığını ifade eden Dr. Oruç, ”Bu anlamda köprü güzel bir sembolizm sunuyor. Köprü üç padişaha sadrazamlık yapmış, tarihçilerin vefatıyla birlikte ‘Osmanlı altın çağını kapattı’ denen bir Sadrzamın adını taşıyor. Sokullu’nun emriyle Mimar Sinan’a yaptırılan bu köprünün kültürel önemi tartışılmaz” dedi.

Dr. Oruç, bu tarihi köprünün UNESCO Dünya Miras Listesi’nde de yer aldığına işaret ederek, şunları kaydetti:

”Bu tarihi köprüyle ilgili koca literatür var, ama en çok Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüş İvo Andriç’in ‘Drina Köprüsü’ romanıyla biliniyor. Bu anlamda TİKA Bosna Hersek’te ortak tarihimizin ve kültürel hafızamızın yenilenmesine yönelik birçok porje üretti. Sokullu Mehmed Paşa bu köprüyü yaparken, sadece bir estetik, bir güzellik sunalım niyetinde değildi. Bu bölgenin ekonomik anlamda canlanmasına, bu projeyle katkı yapmak istedi. Zira bu köprüyle, üzerinden Dalmaçya’ya Dubrovnik üzerinden bağlanan ticaret yollarıyla Vişegrad ilişkiledirilmek isteniyordu. Bu köprünün, o dönemde ekonomik anlamda Vişegrad’ın bir merkez haline gelmesine önemli bir katkısı var.

Bugün biz bu projeyi yaparken, tarihi kültürel mirası canlandırıyoruz, ama öte yandan Doğu Bosna’nın bu köprü merkezinde turistik, ekonomik bir ilgiye mazhar olması için büyük bir özen gösteriyoruz. İşin böyle güncel bir boyutu olduğunun da altını çizmek isterim. Öte yandan, bu köprü insanlığın ortak mirası, bunun gelecek kuşaklara aktarılması bizim için büyük önem arz ediyor. Geçtiğimiz Aralık ayında ihalesini gerçekleştirdik. Yaklaşık 5 milyon avroluk bir proje. Belki de TİKA’nın Balkanlar’da uyguladığı en büyük restorasyon projesidir”

Dr. Oruç, bu yılki çalışmaları kapsamında yataktaki çalışmaları tamamlayacaklarını ve 600 günlük gibi bir sürede projenin tamamlanmasını hedeflediklerini belirterek, ER-BU firmasının 58 kişilik kadroyla, en güncel teknolojiyi kullanarak yoğun bir şekilde çalışmalarını sürdürdüğünü ifade etti.

Kaynak: Haberler.com ve AA

Ayrıca Bakınız

Tika, Bosna Hersek’teki Ortak Tarihi Mirasımızı Yeniden Canlandırıyor

osna Hersek’in güneyinde Osmanlı tarihi mirası ile zengin Stolats (Stolac) şehrinde Türk İşbirliği ve Koordinasyon …