Saraybosna’nın sembolik noktalarından Başçarşı’daki çeşme ve Yeşil Cami.

Bosna Yolculuğu

Zamanın farkında olunmadığı ülkedir Bosna. Eski ile yeni, geçmiş ile gelecek, sağ ile sol, doğu ile batı birbirleriyle yarışıp durur bu sevecen ülkede. Kimsenin kazanamadığı bir yaraştır bu. Aslında kimsenin amacı kazanmak da değil, Bosna’yı Bosna yapmaktır. Geçmişle gelecek arasındaki köprü olmak. Hani iki şey arasındaki ince çizgi köprüsü! Yıkılamayan, yok edilemeyen, silinemeyen. Böyle bir şeydir Bosna. Tıpkı Mostar Köprüsü gibi. Dünya, Bosna’dan AYAKTA KALABİLMEYİ öğrenmeli.

Doğu camisi ile batı kilisesi yan yana insanlık hoşgörüsünün en yüce örneğini sergiliyor bu kültür zengini ülkede. Ne doğu, batıdan ne de batı, doğudan rahatsız. Bir üçüncü yoldur Bosna. Haçla hilalin birleştiği ama hiçbirinin kendi varlığından vazgeçmek zorunda kalınmadığı bir üçüncü yol. Bir dünya cenneti. Hz. Musa ile Hz. İsa ve Hz. Muhammed’in bulundukları cennetin dünya yansıması. Bir hoşgörü ansiklopedisi ülkesi. Dünya, Bosna’dan HOŞGÖRÜYÜ öğrenmeli. 

Dağlarla ovalar. Tıpkı diğer her şey gibi kovalar birbirini. Dağlarda sergilenen yeşilliğin en muhteşemi ile ovalarda serilen kıskanır birbirini adeta. Bir aynadır Bosna. Cennetin aynası. İçinde ağaçların bolca olduğu bahçe, ırmaklar akan, uzamış gölgeler, çağlayarak akan sular, sayısız meyveler, canlarının istediği meyve ve etten bol bol bulunan cennetin aynası. Teknoloji ve sanayi çılgınlığının bozmadığı ayna. Dünya, Bosna’dan CENNETİ öğrenmeli. 

Ve kahve. Bosna kahvesi. Ama saygı olsun diye Türk kahvesi denilen. İnsanı kırk senelik hatırata değil, bir ömür boyu dostluğa davet eden o kahvenin kokusu. Osmanlı kültüründen kalan bir cezve ve fincandan yayılan imparatorluk kokusu. Cezbe halini anlatamayan Sufi’nin “tatmayan bilemez” dediği türdendir Bosna kahvesi. Robotlaştırılan çağın makinelerin yapmayı beceremediği ve mutlaka insan elinden çıkması gereken BOSNA KAHVESİNİ dünya öğrenmeli. 

Börek! Börek unutulur mu? Katkı maddeleri, gıda boyaları ve kimyasallar içeren yiyeceklerle boğuşan dünyaya Bosna’nın böreğini tattırmalı. 

İnsanı da farklı Bosna’nın. Neretva, Una, Bosna, Sava, Drina nehirlerinin akan suları gibi her şey hayatın akışına bırakıldı. Acelelik Türk’e yakışmaz teziyle savunur rahat davranışını. Bosna’daki ifadeyle bir gün bir parça ekmek yeter. Günübirlik yaşamı burada en doruk noktasında. Savaşlar bile Bosna insanın yüzündeki gülümsemeyi almaya yetmedi. Hep gülümser, hep güldürür. Gülümsemenin sadaka değerinde olduğunu bilir ve herkes bu güzelliği paylaşsın, yaysın ister. Dünya, Bosna insanından mutluluğu öğrenmeli. 

Medeniyetlerin buluşma noktasıdır Bosna. Fatih’in Ahitname’si misali; nefret değil sevgi üzerine kurulu. Müslüman’ı, Hıristiyan’ı, Yahudi’si, hepsi bir arada. Bunlar bir arada yaşayamaz diyenlere karşılık dünyadan kopmuştur Bosna’nın insanı. Olsun, kopsun. Nefret yerine sevgiyle meydan okusun dünyaya. Dünya, Bosna’dan sevmeyi öğrenmeli. 

***

Bosna yolculuğu na çıkıyoruz. Dünyayı Bosna ile fethedeceğiz. Bosna’yı fethedeceğiz.

Bizimle yolculuğa var mısınız?

Yazar: Samir Vildiç

Ayrıca Bakınız

DOĞU ve BATI arasında bir tevhid sembolü; ALİYA İZETBEGOVİÇ

Çağa iz bırakan Müslüman önderlerden biri de şüphesiz ki Aliya İzetbegoviç’tir. Mücadeleyle geçen Aliya’nın hayatı …