Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nde tarihî bir kasaba olan Zvornik’in Osmanlı dönemindeki adı.
Bosna-Hersek Cumhuriyeti’nin kuzeydoğusunda, bugünkü Sırbistan ile Bosna-Hersek sınırında Drina nehrinin sol tarafında yer alır. Nehrin öbür tarafında Sırbistan sınırları içinde bulunan kasabaya ise Bosna’daki Zvornik’le karışmaması için Mali Zvornik adı verilmektedir. Kasabanın merkez olduğu idarî bölgedeki altmış yedi yerleşim biriminde savaş öncesinde (1991) 81.295 kişi yaşamakta olup nüfusun yaklaşık % 60’ını Boşnak, % 38’ini Sırplar teşkil etmekteydi. Günümüzde Bosna-Hersek’in Sırp bölgesinde (Republika Srpska) kalan kasaba merkezinin nüfusu ise 1991’de 14.584 iken savaş yüzünden müslümanlar ve Hırvatlar burasını tamamen terketmişlerdir. 2000 yılında ferdî olarak geri dönenler varsa da sayıları azdır.
Çok eski bir geçmişi olan yerleşim biriminin bilinen ilk sakinlerinin Kelt asıllı olduğu belirtilir. Daha sonra bölge Roma hâkimiyetine girmiştir. Kaynaklarda Zvornik adına ilk defa 1412’de rastlanır. Bütün Ortaçağ kaynaklarında bu adla zikredilen kasabanın taşra kesimi Sub Suonich olarak kaydedilmektedir. 1415-1432 yılları arasında Dubrovnikliler’in nüfuzu altına giren İzvornik’te bu dönemden itibaren gümüş ticareti yaygınlaşmış ve bu ticaret Osmanlı döneminde de devam etmiştir. Osmanlılar burayı 1460’ta fethettiler, idarî ve askerî açıdan iyi konumda bulunduğundan bir kaza merkezi yaptılar. Bosna, Sırbistan ve Macaristan yollarının kesiştiği bir coğrafî özelliğe sahip olan İzvornik, 1480’de aynı adlı sancağın merkezi oldu. Bu dönemde İzvornik’te 550 civarında askerden oluşan bir Osmanlı birliği bulunmaktaydı. Ancak XVI. yüzyılın ortalarına doğru şehrin önemi azalınca asker sayısı da giderek düştü (50 asker) ve güvenlik daha çok mahallî timar sahiplerinin sorumluluğuna bırakıldı. Tuz ve gümüş madenleri bakımından zengin olan İzvornik sancağı 1580 yılından lağvedildiği 1833’e kadar Bosna vilâyetine bağlı idi.
Eğitim, kültür ve mimari açılardan yoğun bir İslâmlaşma hareketine sahne olan İzvornik özellikle 1460-1600 yılları arasında süratle gelişti. 1476’da doksan civarında hâneden oluşan sivil nüfus (yaklaşık 500 kişi) XVI. yüzyılda giderek artış göstermiş ve 1512’de 130, 1533’te 150, 1548’de 460 hâneye yükselmiştir. Özellikle 1533’ten 1548’e kadar on beş yıllık süre zarfında toplam nüfusun 700 dolayından 2300 civarına ulaşması, kasabanın ticarî öneminden ve buraya yönelik göçlerden kaynaklanmış olmalıdır. Ancak bu durum asrın sonuna doğru sarsılmış ve 1600’de nüfus 200 hâneye (1000 kişi) düşmüştür. 1476’da çoğunluğu teşkil eden hıristiyanlar 1600’lere gelindiğinde neredeyse önemsiz hale gelmişlerdir. Nüfus azalmasının pek çok sebebi bulunmakla birlikte başlıcaları, gelişmekte olan Gračanica ve Tuzla ile Srem ve Slavonya’da yeni fethedilen yerlere olan göçlerdir. 1593’te başlayan uzun savaş dönemi de nüfusun azalmasında rol oynamıştır.
İzvornik’in nüfusuyla ilgili 1548’den sonraki kayıtlara göre mevcut 432 müslüman hâne terzi, ayakkabıcı, saraç, ekmekçi / demirci / kasap / sebzeciler (dördü beraber), mutaflar ve marangozlardan oluşan meslek gruplarına ayrılmıştır. 1625 tarihli bir Venedik raporu, İzvornik’te sancak beyi ve kadı ile 600 hânenin bulunduğunu kaydetmiştir. Bu kayıt, 1664’te İzvornik’e gelen Evliya Çelebi’nin verdiği hâne sayısına (938) yakındır. Bundan hareketle şehirde XVII. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren yeniden nüfus artışı olduğu söylenebilir. İzvornik Kalesi taş duvarlarla tahkim edilmiştir. Bu tahkimatın fetihten sonra 1491 yılında yapıldığı bilinmektedir. Kaynaklarda o dönemde İzvornik’te altı cami, sekiz tekke, üç hamam, üç han, yedi ilk mektep, üç medrese ve sekiz mescid bulunduğu kaydedilmektedir. Bütün büyük yapıların mimarisi tamamen Osmanlı karakteri taşır. 1491’de İzvornik’teki mimari faaliyetler için harcandığı kaydedilen 31.000 akçe göz önüne alınırsa bu rakamın bütün Balkanlar’da o zamanda benzer işler için harcanan meblağın çok üstünde olduğu anlaşılır. 1874 tarihli bir Rus konsolos raporunda, burada 1354 öğrencisi olan yirmi sekiz müslüman mektebiyle 147 öğrencisi olan bir hıristiyan mektebi bulunduğu belirtilir.
Osmanlı seyyahları şehirdeki yerli sana-yi ürünü olarak sadece mühimmatı kaydederler (mahallelerden birinin adı Cephâne mahallesidir). İzvornik’in askerî ve idarî öneminin yanında şehir Saraybosna ile Belgrad’ı bağlayan yol üzerinde bulunan bir ticaret ve alışveriş merkezi olma hususiyeti de taşımaktaydı. 1664’te İzvornik’te üç hanın mevcudiyeti bu konumuna işaret etmektedir. Han sayısı XIX. yüzyılda beşe çıkmıştır.
İzvornik Osmanlı döneminden itibaren üç kesimden ibarettir: Üst (Gornji grad), orta (Srednji grad) ve alt (Donji grad). İlk müslüman yerleşim merkezi İzvornik’in üst kesiminde Fâtih Sultan Mehmed zamanında ortaya çıkmış ve daha o dönemde söz konusu kesimde Fâtih’in adını taşıyan cami yaptırılmıştır. Caminin bulunduğu mahalle, İzvornik’in en eski mahallesi olup 1476 yılından önce burada bir hamam ve 1548’de İzvornik Kalesi içerisinde Yahyâ Bey Tekkesi’ nin varlığı bilinmektedir. Ayrıca İzvornik sancak beyi tarafından şehirde bir kervansaray ve Drimjača nehri üzerinde bir köprü yaptırıldığı kaynaklarda belirtilmektedir (Mujezinović, II, 126). XVI. yüzyılın sonuna kadar İzvornik Fâtih Sultan Mehmed, Sultan Süleyman, Hacı Durgut, Hüseyin Bey ve Mehmed Çelebi adlarıyla anılan altı mahalleye ayrılmıştır. Sanat değeri pek olmamasına rağmen şehirdeki en meşhur mimari eser Kāimî Baba olarak da bilinen Şeyh Hasan’ın türbesidir. Şeyh Hasan, Saraybosna’da 1682’de bir halk ayaklanmasına destek olduğu gerekçesiyle buraya sürülmüş ve 1691’de İzvornik’te vefat etmiştir. Divanı ve ölümünden sonra çok popüler olan Vâridât adlı iki eseri vardır (a.g.e., II, 128-131).
İzvornik 1878’de Avusturya-Macaristan hâkimiyetine geçti. 1918-1944 yılları arasındaki Yugoslavya Krallığı döneminde idarî merkez haline getirildi. II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından bombalanan şehir kısa bir süre Hırvat Krallığı sınırları içinde kaldı. 1945’ten 1992’ye kadar Yugoslavya sınırlarına dahil olan İzvornik bu devletin dağılmasıyla Bosna-Hersek Cumhuriyeti topraklarında kaldı. İzvornik, öldürülen müslümanların gömüldüğü toplu mezarların bulunmasıyla tekrar gündeme gelmiş, mevcut otuz altı camiden yirmi beşi savaş sırasında tamamen tahrip edilmiş, şehir merkezinde ise iki cami tamamen, dokuz cami kısmen yıkılmıştır.
BİBLİYOGRAFYA:
Evliya Çelebi, Seyahatnâme, VII, 490-493; Mehmed Handzić, Knjizevni Rad Bosansko-Hercegovačkih Muslimana, Sarajevo 1934, s. 89-91; Hamid Dizdar, “Pjesnik Hasan Kaimijavoda pobunjenih seljaka i zanatlija u XVII stoljeću”, Glasnik VIS, II, 138-147; Hamdija Kreševljaković, “Stari Bosanski Gradovi”, Nase Starine, Sarajevo 1953, I, 7-45; Doko Mazalić, “Zvonik (Zvornik) stari grad na Drini”, Glasnik Zemaljskog Muzeja, Sarajevo 1956, XI, 243-278; Muhamed Hadzijahić, Hasan Kaimija i Njegovo Turbe na Kuli u Zvorniku, Zvornik 1966, tür.yer.; Desanka Kovačević-Kojić, “Zvornik (Zvornik) u srednjem vijeku”, Godisnjak Drustva Istoričara Bosne i Hercegovine, Sarajevo 1967, XVI, 19-35; a.mlf., “Zvornik”, Enciklopedija Jugoslavije, Zagreb 1971, VIII, 637-638; Adem Handzić, “Zvornik u drugoj polovini XV i u XVI vijeku”, Godišnjak Društva Istoričara Bosne i Hercegovine, Sarajevo 1970, XVIII, 141-196; Hazim Šabanović, Knjizevnost Muslimana BiH na Orijentalnim Jezicima, Sarajevo 1973, s. 353-357; Fehim Nametak, “Uvodni Stihovi Kaimijina Divana”, Anali GHB, II-III, 71-79; Mehmed Mujezinović, Islamska Epigrajika Bosne i Hercegovine, Sarajevo 1977, II, 126-132.
Yazar: Nenad Moacanın
Kaynak: islamansiklopedisi.info