Galatasaray’ın ara transferde imza attırdığı yedi futbolcu 23 yaş ya da altında. Transfere yaklaşık 19 milyon euro harcayan kulüp, TFF yayın organı Tam Saha dergisinde açıklanan verilere göre 28.9 yaş ortalamasına sahip takımını iki yaş gençleştirdi.
Sarı Kırmızılı takımın sezon boyunca en fazla göze batan eksiği hücumda, özellikle kanatlarda yaratıcı oyuncu eksikliği çekmesiydi. Sol bek pozisyonunda Brezilya’da geçen sezonun en iyisi seçilen 21 yaşındaki Alex Telles, dördüncü lig takımı Juventude’den kadroyu zenginleştirmesi için geldiği Gremio’da, Arsenal ve Liverpool görmüş Fabio Aurelio ve Andre Santos gibi milli oyuncuların arasından sıyrılıp formayı kapmıştı. Galatasaray’ın yapısı içinde ofansif anlamda çok daha fazla destek alabilecek olması sadece kendi performansını değil, birebirdeki becerisi sonrası doğru tercihi yapabiliyor oluşu ve keskin kanat ortaları sayesinde Drogba ve Burak gibi hem havadan hem yerden iyi bitiricilerin de verimini yükseltecektir.
Veysel Sarı ve orijini sağ bek olan Salih Dursun, sezon başında alternatifsiz görünen Eboue ile rekabet ve gerektiğinde yabancı kontenjanında ondan feragat etmek için yerinde opsiyonlar. Hajrovic ve Ontivero, Türk futbolseverler için birer kapalı kutu olsa da, yine takımın yaratıcı kanat oyuncusu eksiğine yönelik kadroyu zenginleştirebilecek, uzun vadeli yetenek yatırımı olarak değerlendirilmeli. Amrabat ve Riera transferlerindeki finansal hataya da bu kez düşülmedi.
Galatasaray’ın son dakika transferi Burdisso vasatın biraz üstü bir atlet, top tekniği savunmadan oyun başlatmak konusunda güvenilir değil. Öte yandan agresif, sert, hava hakimiyeti yüksek ve duran toplarda gol becerisi var. Savunmada yapılan hataların yanı sıra, ilk yarıda kornerden gol bulamamış bir takım için bu bile önemli bir hamle. İsmi geçen Ranocchia, Doria, Rhodolfo ve Astori’ye göre kalite olarak daha düşük bir profile sahip ama stilleri benzer. Aynı mevkiye alınan Koray’ın ise süresi sınırlı olacaktır.
Kısaca, Fenerbahçe’den sekiz puan fark yiyerek devre arasına giren; Roberto Mancini yönetiminde aynı maç içinde dahi birden fazla diziliş arasında geçiş yapan Galatasaray’ın, aradaki farkı kapatmak için sayı ve paha olarak fazlasıyla yüklü ama hem kalite hem de derinlik olarak kadrosunu ilerleterek verimli bir transfer dönemi geçirdiği söylenebilir.
Beşiktaş cephesinde göze çarpan en önemli eksik, omurgada Atiba dışında takıma sertlik katacak, rakibi karşılayıp yay önünü fiziği dolduracak bir ismin olmayışıydı. Jermaine Jones hepsine sahip bir isim. Atletik çatısı, sürati üst düzey. İki ceza sahası arasında gidip gelebiliyor. Dinamik ve tempolu. Topu geri kazanma konusunda uzmanlaşmış. Top tekniği ortalama olmasına rağmen iki ayağını da eşit kullanabilmesi, atletizmi sayesinde kontra hücumlarda hem gerekli bir opsiyon hem de yerleşik oyunda Oğuzhan ve Fernandes’i sahada özgürleştirecek, Atiba’yı gerektiğinde sağ bekte oynama şansı verebilecek bir transfer.
Beşiktaş’a bu çeşitliliği katabilecek olması dalgalı pas kalitesini, vasat ofansif görüşünü ve bazen aşırıya kaçan agresifliğini örtecektir. Galatasaray’dan kiralanan Dany de atletizmiyle ön plana çıkan ve Bilic’in dominant olmak isteyen tarzında savunmayı ileri çekebilme şansı tanıyacağı için kabul edilebilir bir hamle. Beşiktaş’ın hanesine ara transferde yazılacak eksi ise kadronun en golcüsü olmasına rağmen takımı oynatmaktan yoksun santrfor Almeida’yı zorlayacak bir ilave yapılmaması. Bu eksiği de sezon sonu için anlaştıkları Gaziantepspor’dan Cenk Tosun ile aşmayı planlıyorlar.
Başaltında sürpriz potansiyeller
Sivasspor ilk yarıda Cicinho, Atıf, Burhan ile çok etkiliydi. En uçta topu saklayabilecek, rakip savunmaya sırtı dönük oynayabilecek ve havadan iyi bir bitiricisi olmayışı en çok göze batan arızalarıydı. Pedro Oldoni bu eksiği kapatabilecek türde ve fiziğine göre hareketli de bir santrfor. Atletico Paranaense’deki çıkışı ona Avrupa’nın kapılarını açmıştı ama geçirdiği sakatlıklar sonrası düşüşe geçti. Devamlılık kazanırsa yeniden adından söz ettirebilir.
Bursaspor’un birer süper yıldız adayı olarak altyapıdan yetiştirdiği Sercan ve Volkan başarısız büyük kulüp maceralarından sonra yuvaya döndü. Yeşil Beyazlı ekip en büyük kaybı Batalla’nın yerini ise Brezilya’dan doldurmayı tercih etti. Renato Caja zamanında Ponte Preta ve Botafogo formalarıyla başarılı sezonlar geçirmiş, seri, kıvrak, adam eksiltebilen bir isim. Ama temaslı oyunu pek sevmiyor ve oyundan kopabiliyor. Türkiye Ligi’nin yapısına bu açıdan uyması kolay olmayacak. Yurt dışında, önceki üç macerasında da tutunamamıştı. Geçen sezonu da Vitoria formasıyla vasat geçirdi. Daum’un delilik ve deha arasındaki çizgisinde bir transfer. Kiralık olmasının ardında yatan sebep bu olsa gerek.
Bir diğer Brezilyalı Fernandao ise ilk kez yurt dışına çıktı. Halı satıcılığından futbola terfi eden, 19 yaşında geç sayılabilecek bir yaşta top koşturmaya başlamış ilginç bir hikâyesi var. Ama Caja’nın aksine çıkışta. Geçen sezon attığı 13 golle Bahia’yı kümede tutmuştu. Tipik fizikli hedef santrfor, ceza sahası golcüsü. Bursa’da da iyi başladı.
Eskişehirspor’un aldığı Lawal pas, çalım ve şut tercihlerinde saç baş yoldurabilen fakat bileklerine çok hakim, topla ilişkisi çok iyi bir merkez. Ertuğrul Sağlam yönetiminde eksiğini giderirse çıkış yapabilecek potansiyeli var ama performans aralığı dar bir orta saha Ndiaye’ın sonrasında güvenilir bir tercih değil.
Sezon başında Fred, devre arasında Demba Ba gibi uluslararası yıldız forvetlerle gündeme gelen Trabzonspor’un defansif orta saha Bourceanu’yu alması herhalde sezonun en absürd hamlesi. Velakin eğrisi doğrusuna gelebilir. Zira formdaki genç yıldız adayı Emre Güral’ın önü kapatılmamış oldu. Üstelik Trabzonspor’un orta sahayı kontrol edememe sorununu gidermek adına doğru tercih. Yeter ki doğru partnerle oynatılsın. Lider karakterli Bourceanu şayet yanında Zokora değil de ileri kırılan Colman ile oynarsa savunmaya getireceği pozitif etkiyle beraber son üç sezonda yaptığı 27 asistlik performansla Trabzonspor ofansını da güçlendirmeye aday.
Ateş hattı
Puan tablosunun dibine, düşmemeye oynayanlara bakıldığında ise ilginç hamleler görülüyor.
Ligin bireysel açıdan bakıldığında iyi hücum hattına sahip takımlarından olmasına rağmen en az gol atan takımı olan Kayserispor transferde savunma odaklı davrandı. Tziolis ve Vanek fark yaratacak profilden yoksun. Aynı şehrin takımı Erciyesspor da benzer durumda ve onlar da transferi verimsiz geçirdiler. Üstelik Kayserispor gibi kullanılamayan bir potansiyele de sahip değiller.
Berbat bir savunmaya sahip Elazığspor’un yetenekli ama zihinsel ya da sakatlıktan ötürü istikrarsızlık abidesi olmuş Batuhan, Cangele, Tello transferlerini anlamak zor. Tarihinde ilk kez Dünya Kupası vizesi alan Bosna Hersek Milli Takımı kadrosunda da zaman zaman yer bulan Vranjes tercihi ise bardağın dolu tarafı.
Konya ve Rize ise ara transfer dönemini görece iyi geçirenlerden.
Konyaspor flaş Hleb hamlesiyle ses getirdi. Djalma, Erdal, Mbamba, Recep gibi atletik ve tempolu kenarlara ve iki iyi bitirici Gekas ile Hasan Kabze’ye sahipti. Ama verimsiz etkili hücum edemeyen bir takımdı. Hleb bu hattı organize edebilecek ve oynatabilecek bir kalite. Fenerbahçe ve Sivas karşısındaki performansın devamı gelebilir.
Rizespor ise şu ana dek oynadığı 10 deplasman maçında sadece bir galibiyet alabildi. Devre arasındaki özellikle kontra ataklardaki başarıyı arttırabilecek, ligde kendini kabul ettirmiş LuaLua transferi önemli. Kanatlara alınan Engin Baytar, Abdi ve Mutumba tarz olarak doğru ama devamlılıkları soru işareti.
Yazar: Alper Öcal
Kaynak: Aljazeera.com.tr
Alper Öcal 1982 doğumlu. Beykent Üniversitesi MIS ve İşletme bölümlerinden mezun. Vatan gazetesi spor yazarı. Lig Tv’de Brezilya Serie A ligi danışmanlığı, Bloomberg HT kanalında futbol ekonomisi üzerine program yapıyor.