Umut tüneli

Saraybosna’yı kurtaran tünel

Kuşatılmış Saraybosna’da 300 bin kişinin hayatta kalmasını sağlayan Saraybosna Umut Tüneli, şu anda çıkışında evleri bulunan Kolar ailesi tarafından kollanıyor.

Savaş Tüneli - 1993.
Savaş Tüneli

Sahibinin girişimiyle, bu ev aynı zamanda Saraybosna’nın yaşadıklarına tarihi bir tanık niteliğinde bir otantik müzeye ev sahipliği yapıyor.

Aylar süren kazı çalışmaların ardından, Temmuz 1993 sonunda D-B Tüneli (Dobrinja’dan Butmir’e) açıldı ve 1993 – 1995 yılları arasında kullanıldı.

Tünelin çıkışında ailesinin evi olan Edis Kolar, Al Jazeera‘ye, karşılıklı olarak iki tarafın kazması sonucunda dört ay dört günde inşa edildiğini söyledi. İki tarafın da kazıcılarının havalimanı pistinin altında buluşmasıyla inşaat 30 Eylül 1993’te tamamlandı.

Savaştan sonra tünelin ziyaretçileri genellikle gezginlerden ve işadamlarından oluşan yabancılar oldu.

Turist rehberi Adnan’a göre ziyaretçiler sadece gerçekte neler yaşandığını bilmek ve Saraybosna’yı kurtaran tünelin neye benzediğini görmek istiyor.

“İnsanlar, Londra’dan sadece iki saatlik uçuş mesafesindeki Avrupa’nın bu orta yerinde nasıl bütün bunların yaşanmış olacağına hayret ediyor” diyor. Kimi zaman bir rehber olarak tünele, yabancılar kadar önem vermediğini hissettiğini ekliyor.

D-B Tüneli 1993 yılında, Bosna Hersek Ordusu’nun kontrolündeki iki bölge olan Dobrinja ve Butmir bölgelerini birleştirmek üzere Saraybosna Havalimanı’nın pistinin altından inşa edildi.

720 metre uzunluğunda ve 1,5 ila 1,8 metre yüksekliğinde.

Sadece kürenerek inşa edildi. Kazıcıların, Saraybosnalılar için oldukça tanıdık olan eğreti gaz lambalarından başka ışık kaynağı yoktu: Yemeklik yağ dolu küçük kaselere iliştirilmiş fitiller.

Tünelden geçmek için iki taraftan da insanlar sıraya girmek zorundaydı. Bazı zamanlarda tünelin içinde aynı anda, sırt çantalarında 50 kiloluk gıda yüklü çantalar taşıyan 1000 kişi bulunabiliyordu.

1994 yılında, malların yük arabalarında taşınmasını sağlamak amacıyla demiryolu rayları döşendi.

Büyük grupların tünelden geçmesi kimi zaman iki saati buluyordu. Günde ortalama 4000 kişi geçiyordu. Sırpların sürekli bombardımanı ve keskin nişancı ateşi yüzünden malların taşınması işlemi geceleri yapılıyordu.

Edis Kolar, tünelin girişinde bekleyenleri vuran el bombalarına üç kere tanık oluşunu hâlâ hatırlıyor. Bu üç katliamın kurbanları çoğunlukla sivillermiş.

Tünelin hatırasını yaşatmak Kolar ailesinin girişimiyle gerçekleşmiş. Burası bir anlamda onların da hayatlarının bir parçası. Tüneli kazmak için kullanılmış aletleri, malları ve diğer malzemeleri taşımak için kullanılmış yük arabalarını toplamışlar. Aynı zamanda tünelin küçük bir kısmını korumayı da başarmışlar; geri kalanı çökmüş.

Edis Kolar, “Bizi ve şehri savunmak için hayatlarını kaybetmiş insanları unutmamak adına tüneli korumak için elimizden geleni yaptık” diyor.

Tünelden geçmek zor bir deneyimdi ve kimi zaman sonsuzmuş gibi görünüyordu.

Kuşatma altındaki Saraybosna mukimi Faruk Şabanoviç, “Saraybosna Kuşatması’nın Gizleri” belgeselinde, “Tünele giriş karanlığa, dünyanın karnına giriş gibiydi. Bu bile tek başına tehditkarken, tünelin sonu asla yakın değildi. Sadece, karanlığa doğru bitmeyen bir yolculuk gibiydi” diyor.

Opera sanatçısı Ana Fabiç tünelden geçerken klostrofobik hissediyormuş. “Tünelin orta yerinde kafasını çarpıp da incitmemiş hiç kimsenin olmadığı bir nokta vardı. Diğerleri gibi ben de o tahta kalasa kafamı vurdum. Kafam yarılmadı ama oradan bir an önce çıkma ihtiyacı beni orada bulunduğum süre boyunca öylesine isteklendirdi ki, ışığın olduğu yerde umut da vardır düşüncesini yerleştirdi.”

Tünelin kullanıldığı 30 ay boyunca bir taraftan diğerine üç milyon civarı taşıma yapıldı.

Saraybosna medyasının bildirdiğine göre bu yıl 9 Mart’ta Saraybosna Kanton Yönetimi, Kolar ailesine ait olan araziyi alıp D-B Tüneli için bir anıt inşa etmek üzere protokol imzaladı.

Arazinin sahibi Bajro Kolar, “Tünel için bir anıt inşa edip burayı kamusal mekana dönüştürmek 15 yıldır arzumuzdu” diyor.

Kantonun Gazi İşleri Bakanı Nedzad Ajnadziç’in, Kanton Yönetimi’nin, tünel anıtının bir parçası olarak sergilenen parçaları satın alma girişimine de katıldığını söyledi.

Bir sonraki adım ise tünelin Butmir çıkışındaki alanı genişletmek. Kalıcı bir anıt için planlamalar çoktan başladı bile.

Feridun İsmailoviç,

Kaynak: Al Jazeera