Aliya İzzetbegoviç 4 yıl süren savaşta halkının liderliğini büyük bir cesaretle, azimle yaptı. Saraybosna bombalanırken burayı terk etmedi. Siyasi önderliğinin yanısıra entellektüel kapasitesi ve eseleriyle yarınlara mesaj bıraktı.
8 Ağustos 1925’te doğan, Bosna’nın yetiştirdiği ‘Bilge Kral’ İslami hassasiyetlere sahip bir aile ortamında yetişti. Lise döneminde İslami konulara ilgisi ile Meladi Muslumani ( Müslüman Gençler Kulübü) adındaki bir fikir örgütüne üye olmuştu. Buraya üye olduğunda henüz 15 yaşındaydı. İslami konuların tartışıldığı fikir teatilerinin yapıldığı bu örgüt kısa süre içinde eğitim ve hayır faaliyetlerine de öncülük etmeye başlamıştı.
Bu tarihlerde Sırp çentikleri ( Komünistler ) ile Hırvat Ustaşaları ( Hırvat Milliyetçileri ) ülke yönetimi için çatışma halindeydiler. Müslüman Boşnaklar bu iki grup arasındaki çatışmalara girmediler. Ancak 1945 Nisanında komünistler Bosna’ya girdiler. Ülke yönetimi Tito’nun eline geçti. Tito yönetiminin birincil düşmanı Hırvat Ustaşaları idi ancak bununla beraber komünizm karşıtı olan ve Müslüman kimliği ile varlığını devam ettiren Boşnaklardı. Tito partizanlara karşı muhalefet örgütlemek ve Sovyet karşıtı propaganda yapmak iddiaları ile Müslüman gençlerin faaliyetlerini yasaklayarak üyelerini tutuklattı. Bu tutuklananlardan biri de Aliya İzzetbegoviç’ti. Tutuklanan Aliya İzzetbegoviç 5 yıl hapse mahkum edildi.Bu onun hapishane ile ilk tanışmasıydı ancak son değildi.
Tito’nun komünist rejiminin yoğun baskıları Boşnak Müslümanların kimliğini yok etmek için uyguladığı politikalara karşın Aliya İzzetbegoviç İslami konular üzerine kafa yormaya İslam dünyasının yaşadığı problemlere karşı fikirler üretmekteydi. 1970 yılında Müslümanların mevcut durumunu göz önüne alarak ‘İslam Bildirisi’ni yayınladı. Bu bildiri İslam dünyasına bir çağrı niteliğindeydi. İzzetbegoviç Müslümanlara, yeniden uyanış ve dirilişin sağlanması için Müslümanların İslam’da şuurlanması gerektiğini ifade ediyordu. Bu bildiri Yugoslavya’da olduğu gibi İslam dünyasında da büyük yankı uyandırdı.
1980 yılında Tito ölmüştü. Cumhurbaşkanlığı konusunda çıkan anlaşmazlık üzerine her federal eyaletin birer yıl süreyle cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesi kararlaştırılmıştı. Bu gelişme ülkede kısmen özgürlük ortamının genişlemesine sebep olmuştu. İşte bu gelişmelerin ardından 1983 yılında Aliya İzzetbegoviç İslami Manifesto adlı kitabının yayınlandı. Ancak bu kitap onun için yeni bir süreci başlatıyordu. Dönemin yönetimi İzzetbegoviç’i Avrupa’da radikal bir İslam cumhuriyeti kurmaya çalışmakla suçlayarak 14 yıl hapse mahkum etti. Ancak onun bu mahkumiyeti kitabının tüm İslam dünyasında daha geniş kitlelere ulaşmasına sebep oldu.
Aliya İzzetbegoviç 1988 yılında af yasası ile serbest kalırken aynı zamanda komünist rejimler çöküş dönemine girmişti. İzzetbegoviç, Yugoslavya’nın da dağılacağını tahmin etmekteydi. Federal devletlerde bağımsızlık yanlısı fikirler günden güne güç kazanıyordu. İşte bu günlerde Aliya İzzetbegoviç de Bosna-Hersek Özerk Cumhuriyeti’nde Demokratik Eylem Partisi (SDA) adında bir siyasi parti kurdu. SDA 5 Aralık 1990 tarihinde Bosna Hersek’te yapılan seçimlere kazandı. Bu seçim sonuçlarının ardından Aliya İzzetbegoviç Cumhurbaşkanı oldu. Federal devletlerde yaygınlaşan bağımsızlık yanlısı fikirler 1990’ların başında bağımsızlık hareketine dönüştü.1990 yılında Sosyalist Federal Cumhuriyetinin üye devletleri birbiri ardına bağımsızlıklarını ilan ettiler. İzzetbegoviç de 1 Mart 1992 yılında ülkesinde yaptığı referandumda bağımsızlık kararını halkın onayına sundu. Bosna hersek vatandaşlarının büyük kısmının bağımsızlık yönünde verdiği oyların neticesinde Bosna Hersek bağımsızlığını ilan etti. Bu gelişme üzerine Sırplar ve Hırvatlar beraber hareket ederek Bosna-Hersek’i işgal etmeye başladılar. Sırp ve Hırvat güçleri dünyanın gözü önünde yüz binlerce insanı kadın çocuk demeden katlettiler, yüz binlercesine tecavüz ettiler. Avrupa’nın ortasında yaşanan bu vahşete Avrupa ve Amerika sessiz kaldılar.İslam dünyasında geniş halk kitleleri protesto gösterileri yaparken yönetimlerin ise sesi yeterli derecede çıkmadı,yeterli tepki gösterilmedi. Avrupa’nın ortasında soykırıma maruz kalmaya başlayan Bosna halkının önünde pek bir seçenek yoktu.
Aliya İzzetbegoviç ise 4 yıl süren bu vahşi savaşta halkının liderliğini büyük bir cesaretle, azimle yürüttü. Saraybosna bombalanırken burayı terk etmedi. Askerleri ile beraber siperde bulundu, sığınaklarda yaşadı. Ordunun başında cephede mücadele etti.Bir taraftan da barışın mücadelesini vererek diplomatik ilişkileri yürüttü. 1995 yılında Amerika’da imzaladığı Dayton antlaşması ile ülkesinin yaşadığı vahşi işgali sonlandırdı. Bosna halkı yaklaşık 200 bin şehidin ardından özgürlüğüne böylece kavuştu. Dayton antlaşmasına göre Bosna Hersek’te yapılan seçimlerde Aliya İzzetbegoviç ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. İzzetbegoviç 1998 yılına kadar cumhurbaşkanlığı görevini yürüttü.
Aliya, 19 Ekim 2003 günü vefat etti.