Bosna Hersek – Saraybosna
Ülkede para birimi olarak Konvertibilna Marka (KM) kullanılır ve 1 KM aşağı yukarı 1.20 TL’ye denk gelir. KM banknotları Sırp Cumhuriyeti ve Federal Bosna Devletleri için ayrı şekilde dizayn edilmiştir ancak ülkenin genelinde iki para da geçerlidir. Hırvatların yoğunlukta olduğu güney kesimlerde, özellikle de Mostar gibi turistik yerlerde ise Hırvat Kunası’nı da kullanabilirsiniz.
Ben yalnızca başkent Saraybosna, Vişegrad ve Mostar’ı gezebildim. Ama Sırp Cumhuriyeti’nin başkenti Banja Luka’nın da ilgi çekici olduğunu duydum. Bizde yalan yok :). Ve tabiki yüreğiniz varsa Sırbistan sınırına yakın, katliamların yoğun olarak yapıldığı Srebrenica’yı da gezmenizi öneririm. Gerçekten yürek dağlıyor.
Bosna Hersek Devleti Türk vatandaşlara vize uygulamıyor. Mavi pasaportunuzla THY ve Bosna Hersek Havayolları ile yaklaşık 1,5 saatte Saraybosna’ya varabiliyorsunuz. Ülkeye kara ve özellikle demiryoluyla giriş yapmak çok sıkıntılı. Macera arayıp Bulgaristan üzerinden Sırbistan’a, Belgrad’a gelenler buradan Sarajevo’ya geçmek için mutlak suretle gereksiz bir şekilde Hırvatistan’a girmek zorundalar kısa bir süreliğine de olsa. Zira geçmişteki problemler yüzünden Sırbistan’ın batısı ve Bosna’nın doğusu arasında hiçbir altyapı oluşturulmamış. Yol yok resmen. Formaliteler, gümrük, sıra bekleme derken 350 kmlik mesafeyi trenle 8 saatte alabiliyorsunuz. Ayrıca sınırlarda polislerin keyfi uygulamalarına da maruz kalabiliyorsunuz. Trenler klimasız, camlar açık şekilde püfür püfür ilerliyorsunuz. Bosna sınırını geçtikten yaklaşık 1,5-2 saat sonra da Dinar Alpleri başlıyor aniden ve ortaya mükemmel manzaralar çıkıyor. Havayolu alternatifine geri dönecek olursak Aerodrom Sarajevo şehrin 6-7 km uzağında Butmir kasabasında bulunuyor. Butmir’e yazımın devamında dönüş yapacağım bu arada ınutmayın. Boşnak taksileri açıkçası biraz dolandırıcı olabiliyor özellikle gar ve havalimanındakiler. Taksi kullanacaklar dikkat. Onun dışında toplu taşıma sevenler havalimanının girişinden 200E numaralı otobüse atlayıp şehir merkezine yani Başçarşija bölgesine hesaplı bir şekilde varabilirler. Tren istasyonundan gelirken 1 numaralı tramvayı kullanıp Male Mustafe Başeskije Caddesi’ni gördüğünüzde şehir merkezine vardınız demektir.
Şehirle ilgili izlenimlere geçmeden önce son olarak konaklama işine de açıklık getirmek lazım. Hostelciler için tek önerim Başçarşija meydanının çeşmesinin karşısında ana binası olan Ljubicic Hostel. Şehirde hostelcilik konusunda monopollüğe doğru ilerliyorlar. Bina çok merkezi, çalışan kadın gerçekten ingilizce biliyor ve “Allah’a emanet” diyor siz gidereken :D. Hergün turistik aktiviteler de düzenliyorlar. Onun dışında hotel ve hostel işletmecilerinden bazıları yoldan geçen turistleri Başçarşija bölgesinde durdurup onlara oda teklifinde bulunabiliyor. Bu işi yapanlar genelde illegal çalışıyor ve bildiğiniz 5-20 Euro arasında size konaklama sunabiliyorlar. Tırsmanıza gerek yok aslında, kimsenin derdi sizin böbreğinizi almak değil. Birazcık daha rahatına düşkün olanlar için çok lüks olmamakla beraber kalburüstü oteller de bulmak mümkün. Fiyatlar tabiki de Batı Avrupa’nın oldukça altında.
Herkes konaklayacak bir yer bulup bavullarını bıraktıysa artık gezebiliriz. Şehir merkezine hangi yoldan gelirseniz gelin bu şehrin ne badireler atlattığını, buranın halkının ne acılar çektiğini fark etmemeniz imkansız. Dış cepheleri mermilerle delik deşik edilmiş birçok ev var şehir merkezinde. Şehrin Dinar Alpleri arasında bir vadi pozisyonunda doğu batı doğrultusunda uzanıp kuzey güney yönlü yükseklikleri 2000mt.’yi bulan dağlarla çevrili olduğunu düşünürsek şehrin ne kadar rahat bir şekilde ablukaya alınabileceğini anlayabiliriz. Evet, Başçarşija dedik. Kelime çok da yabancı olmasa gerek Türkçe’ye. Burası şehrin merkezi, pazar, bedesten, restaurant ve cafelerin bulunduğu bir bölge. Genelde 2-3 katı geçmeyen Osmanlı mimarisindeki evler bulunuyor bu bölgede. Aynı zamanda buraya Stari grad (eski şehir) de denmekte. Yeni Saraybosna bu mikro şehrin uzantısı olarak kurulmuş. Meydandaki Sebilj (çeşme) nin lezzetli suyundan içip etrafınıza baktığınızda insan kalabalığı, kafanalar (kahvehane), aşçinica (aşevi), cevapdzinica (köfteci) ve buregdzinicaları (börekçi) gördüğünüzde, kulağınıza ezan sesi geldiğinde Türkiye’deki şirin bir kasabadan farksız olduğunu görürsünüz buranın. Başçarşija bölgesinde arasokaklarda birçok atölye bulabilirsiniz ki bu ara sokaklardan birinin adı Kazandziluk’tur ve çanak-çömlek, cezve kahve takımı gibi birçok ıvır zıvır bulabilirsiniz burada. Aynı şekilde diğer sokaklar da bu tarz Osmanlı kültürüne özgü hediyelik eşyalarla doludur. Başçarşija bölgesinin içinde Sarajevo’nun en büyük camisi olan Gazi Hüsrev Begova Camii bulunur. Hemen yanında da medrese bulunmaktadır. Çeşmesinden mutlaka su içmek, avlusunda mutlaka namaz kılmak gerekir. Caminin hemen yanıbaşında yine Osmanlı eseri bir saat kulesi bulunmaktadır. Saraybosna’nın bu kısmı oldukça canlıdır ve han, hamam, bedestenlerle doludur. Camiyi solunuza alıp yürümeye devam ettiğinizde ise Ferhadije Caddesi’ne çıkarsınız. Bura eski şehrin içinde, ancak nispeten daha modern cafe ve barların bulunduğu bir caddedir. Ara sokaklarda da güzel cafeler mevcuttur bu bölümde. Özel bir isim vermeye gerek yok genelde her cafe aynı kalitede hizmet sunar diye düşünüyorum.
Başçarşija bölgesinde gastronomik açıdan yapmanız gereken şey kahvaltınızı burekle açmaktır. Burek bizdeki böreğin çok benzeri olup çeşitlere ayrılır. Burada peynirli börek, kıymalı börek, ıspanaklı börek denmez böreğe. Kıymalısının adı burek, ıspanaklının zeljanica, peynirlinin adı sirnicadır. Yanında kiselo mljeko (ekşi süt) iyi gider. Böreğin kilosu yaklaşık 12 KM’dir. Daha hesaplı “burek”i Male Mustafa Başeskije’deki Ljubicic Hostel’in bitişiğindeki Pekara Edin’de bulabilirsiniz. Balkan coğrafyasının bir diğer ünlü yemeği de Cevapcici’dir. Bizim Tekirdağ köftesinin çok benzeridir. Soğanla ve yağlı somun ekmeği ile servis edilir ve genelde 10 parça köfte 6 KM’dir. Eski GS’li futbolcu Tarık Hodziç’in Başçarşija’daki köftecisi veya Zeljeznicar futbol takımının köftecisi Zeljo en meşhur cevapcici’cilerdendir. Onun dışında Aşdzinica dediğimiz lokanta tarzı yerlerde yöresel Boşnak yemekleri bulabilirsiniz. Soğan dolması, etli yaprak sarma, güveç, kavurma, biber dolması gibi yemekler yiyebilirsiniz buralarda. Yemek fiyatları özellikle etli olanlar Türkiye fiyatlarının oldukça altında. Tavsiye edeceğim restaurant Sebilj’den çarşının içine doğru yokuş aşağı inerken yolun bittiği yerde, karşınıza bir cevapdzinica çıktığında sola dönüp 20m. yürüdüğünüzde solunuzda kalan restauranttır. Biraz turistik bi yere benzese de yemekleri çok kaliteli ve porsiyonlar büyük. Yukarda saydığım her yemeği bulabilirsiniz burada. Uluslararası yemek zincirlerinden sadece McDonald’s’ı görebildim şehirde. Ama şaşırtıcı bir şekilde Vapiano buldum ve fiyatlar gerçekten uygun. Vapiano’yu 1 numaralı tramvay hattıyla yolculuk ediyorsanız mutlaka göreceksiniz. Zaten hat ring yapıyor bir kere kaçırırsanız ikincide mutlaka görürsünüz.
Gece hayatı oldukça renkli, kızları da oldukça hoş Bosna’nın. Yan sokakta insanlar Hüsrev Begova Camii’nde yatsı namazını kıldıkları sırada ara sokaklarda başka bir grup insan bar ve clubları hınca hınç dolduruyor. Hiçbir baskı altında kalmadan içkilerini yudumlayabiliyorlar. Bira markası olarak Sarajevsko Pivo Saraybosna’nın yerel birasıdır. Bar ve cafelerde 3-3,5KM arasında değişir fiyatı. Onun dışında Carlsberg, Heineken gibi yabancı biralar da bulunur. Diğer içki ve club giriş ücretleri de çok yüksek değildir. Ancak bazı clublar seçici geçirgen olabiliyor. Damsız girmemeye özen gösterin.
Türk kahvesi tutkunları için ise şunu söyleyebilirim. Boşnak Kahvesi (Bosanska Kava) içmeden dönmeyin buradan. Yuvarlak metal bir tabak üzerinde fincan, cezve ve lokum ile servis ediyorlar burda. Kahvenin az şekerli, orta, çok şekerli gibi seçenekleri yok. Siz şekerinizi kendiniz koyuyorsunuz. Fiyatı 1,5 KM-2 KM arasında değişiyor.
Turistik yerlerdi konumuz nerelere geldik. Hepimizin bildiği gibi 1994’te ağır bir kuşatmaya girmiş Saraybosna Sırplar tarafından ve bu kuşatmadan kurtulabilmek ve temiz bölgeye ulaşabilmek adına uzun bir tünel kazmışlar şehrin batı kısmında. Başçarşija’dan 3 numaralı tramvaya binip Ilidza adlı son durakta indiğinizde taksicilerle pazarlık edip sizi Butmir’deki tünele götürmelerini söyleyin. Burası tünelin başladığı yer ve kuşatma hakkında birçok bilgi veriyor bizlere. Aslında bu tünelin kazıldığı yer zamanında birinin eviymiş ve bu vatansever evinin böyle bir amaç için kullanılmasını seve seve kabul etmiş. Burada 15 dakikalık bir video gösterimi de var. Giriş yanılmıyorsam 5 KM idi. Saraybosna’nın ortasında Miljacka adlı bir çay geçer. Bu çayın hemen kıyısında Obala Kulina Bana adlı caddenin Zelenih Beretki Caddesi’yle kesiştiği yerde 1914 yılında Avusturya Veliahtı Ferdinand bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmüş ve bu olay I. Dünya Savaşı’nı tetiklemiştir. Hatta “işte burada öldürülmüştür” diye de yazar burada. Bu ibarenin asılı olduğu bina Sarajesvski Muzej’dir ve 1878-1918 dönemine ışık tutar. Yolun devamında ise belediye binasını görebilirsiniz. Tam yerini bilemiyorum ama Saraybosna’nın tepelerinden birinde Sniper’s Nestle adı verilen, kuşatma sırasında keskin nişancıların konuşlandığı bir yer de var. Ben görmedim ama güzel diyorlar =)
Dil konusuna gelince burada diğer Doğu Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ingilizce konuşan tek tüktür ve yalnızca turistik bölgelerde rastlarsınız bu insanlara. Yani sizin türkçenize karşılık verme olasılıkları ingilizceye nazaran daha yüksektir. Boşnakça, eski Yugoslav ortak dili olan Srpskohrvatski’den çok farklılık göstermez. Bir Makedonca, bir Slovence gibi değildir yani. Sadece bazı İslami kelimelerdir Srpskohrvatski’den farklı olanlar. Sırbistan’a göre latin alfabesi kullanımında daha çok yol almışlar ve Saraybosna’daki tabelaların çook büyük bir bölümü latin alfabesi. Bu da turistler için sevindirici. Kiril alfabesi genelde Banja Luka, Şamac gibi Sırpların yoğun yaşadığı yerlerde kullanılır.
Güvenlik açısından Batı Avrupa’dan çok daha iyidir. İnsanları iyidir. Geceleri sokaklarda rahat bir şekilde yürüyebilirsiniz problem yaşamadan. Sadece sokaklardaki köpekler ve şoförler bazen agresifleşebiliyor. Onun dışında turistik bölgelerde güvenli şekilde gezebilirsiniz. Yalnız cepçilere dikkat kalabalık yerlerde. Para bozdurma işlemlerinizde komisyon olayı yaygın. Çok kazıklanmayın, sorun komisyon oranını :D. Esnafa Türk olduğunuzu söyleyin, burada piyasası var Türklüğün =) ama bokunu çıkarıp olur olmaz ekstra indirim istemeyin, öyle bi dünya yok.
Açıkçası Saraybosna beklentilerimden çok daha güzel bir şehir olarak çıktı karşıma. Ve planladığımdan daha uzun süre kaldım şehirde. En güzeli de şehri ramazan ayında ziyaret etmek. Kısacası Saraybosna sizi gerçek bir Osmanlı yolculuğuna çıkarıyor. Gidin görün derim.