Dünya, dinler üzerine kurulu. Dinsiz toplum yoktur, dinini saptıran toplumlar vardır. Ateizm de din değilse, dinler tarihi kitaplarından çıkartılsın bir zahmet.
Ülkeler de bugün, içinde yaşayan toplumların mensup olduğu dinlere göre değerlendirilmiyor mu? İslam ülkesi var, Hıristiyan ülkesi var… Uluslararası siyaset ve ilişkileri belirlemede de en önemli faktör dinler değil mi?
Peki, Bosna bunun neresinde? İşte herkesin zorlandığı nokta. Alışılagelen değerlendirmeler geçersiz Bosna için. Bundan dolayıdır ki, Bosna’ya biçilen kefenler yanlış. Aslında biçilen bütün bu kefenler doğru ama eksik. Evet, Bosna bir İslam ülkesi, ama bir o kadar da Hıristiyan. Evet, Bosna bir Doğu ülkesi ama bir o kadar da batı.
Dinler ülkesi Bosna. Çeşitli dinlerin kendine mensup ve muhatap bulduğu dinler diyarı. Buna Avrupa’nın Kudüsü ya da başka bir şey de diyebiliriz ama üstatlarımız buna üçüncü bir yol, yeni bir formül bulmuş ve Bosna’ya ‘DOĞU İLE BATI ARASINDA’ demiş.
Kolay değil arada olmak. Doğu ve batı söz konusu olunca daha da zor ama imkansız değil, bazen havalı da. Dünyanın iki tarafı arasında kalmış ve hiçbirine ait değil. Dünyanın üçüncü bir tarafı. Birleştiren tarafı. Dünyanın aynası. Dünya kendini Bosna’da görmeli. Gördüğü şey ne ise, kendisi de o olmalı. Güler yüzle baktığı zaman ağlamayan ayna olmamalı yani.
Bugün takriben Bosna’nın yarısı Müslüman, yarısı Hıristiyan. Hıristiyanlar da kendi aralarında Ortodoks Sırplar ve Katolik Hırvatlar olarak ikiye ayrılır. Az da olsa Yahudi ve diğer din mensupları da bulunur. Aralarında kaldıkları dünyanın iki tarafının bazı çalkantılı ilişkilerinden dolayı 3 senelik kötü bir tecrübe dışında Bosna’da yaşayanların karşılıklı ilişkilerde her hangi bir sorunu yok. Cami ile kiliseyi yan yana görmek, ezan ile kilise çan seslerinin karıştığını duymak, başka dine mensup birinin kapı komşusu olmak bir Bosnalı için sıradan ve buna alışıktır. Beraber yaşamak, aynı ülkenin vatandaşı olmak, aynı apartmanın sakini olmak Bosnalı için garipsenecek bir hal değil.
Dinde, özellikle İslam’da, partizanlığa yer yoktur. Başka dine mensup birini küçümsemek, yadırgamak veya beddua yerine, dua edilir. Her türlü işkenceye ve provokasyona maruz kalan Muhammed A.S’ın yaptığı gibi mesela. Muhammed A.S.’ın Yahudilerle, Hıristiyanlarla ve müşriklerle ticari, sosyal ve kültürel ilişkileri geliştirdiğini duymuşuzdur. Duymuşuz ama o kadar!
Dinlerin teorisinde işlenen Bosna’da pratiğe dökülmüş. Bize düşen, içinde yaşayan bütün halk ve milletlerin vatanı olan Bosna’yı bu şekilde görmek, kabul etmek ve değerlendirmektir. Başka türlü Bosna’ya bakışlarımız partizanlığa götürür, mazallah!
Bazılarının dünyaya bakan pencereleri kirli ise, Bosna’nın çiçekleri onlara çamur görünür.
Yazar: Samir Vildiç