Hırvatistan Cumhurbaşkanlı Seçimleri, kampanya süreci ve sonrasıyla, oldukça ibretliktir
Günler bitiyor ama Balkanlar’da seçim bitmiyor.
Yunanistan 25 Ocak’taki Erken Genel Seçimler için sandık başına gitmeye hazırlanırken, Hırvatistan 11 Ocak’ta Cumhurbaşkanlığı Seçimi ikinci turunu gerçekleştirdi.
İlk turda hiçbir aday yüzde 50 oy alamayınca, en fazla oyu alan iki aday, İvo Yosipoviç ve Kolinda Grabar Kitaroviç ikinci turda yarıştılar.
Seçimlere Cumhurbaşkanı sıfatıyla giren SDP adayı İvo Yosipoviç, kampanyasını ‘Bu doğru yol’ sloganı etrafında şekillendirdi. Yosipoviç, “Tekrar Cumhurbaşkanı seçilirsem bölge ülkelerine yönelik ilişkilerimizde çok şey değişmeyecek. Bosna Hersek ve Sırbistan’ı AB yolunda desteklemeye devam edeceğim” sözleriyle, bölgesel istikrara vurgu yaptı.
Milliyetçi HDZ adayı Kolinda Grabar Kitaroviç ise kampanyasını ‘Daha iyi Hırvatistan’ sloganı etrafında şekillendirdi. Slogandan da anlaşıldığı üzere, Yosipoviç’i ülkeyi kötü yönetmek ile suçladı. Güçlü ekonomi ve güçlü Hırvatistan için kendisine destek vermelerini talep etti.
Her iki adayın seçim kampanyalarındaki ortak nota ise ‘değişim’ ve ‘reform’ vurgusuydu.
Oldukça renkli ve masraflı bir kampanya sürecinin ardından ikinci tura katılım, tıpkı ilk turda olduğu gibi, yüzde 50’nin altında kaldı.
Birçok siyasi analist Yosipoviç’i favori gösteriyordu. Fakat sandıktan farklı bir netice çıktı. İlk neticeler açıklandığında Yosipoviç önde olsa da, Grabar-Kitaroviç’in kolay kolay pes etmeye niyeti yoktu.
Neticede, Kolinda Grabar-Kitaroviç yüzde 50,74 ve İvo Yosipoviç yüzde 49,26 oranında oy aldılar. Bir başka ifadeyle, Yosipoviç beklediği zaferi elde edemedi. Yaklaşık 20 bin oya denk gelen yarım puanlık bir farkla, Grabar-Kitaroviç ipi önde göğüsledi.
Farkındayım, seçimlerde ibretlik neler olduğunu merak ediyorsunuz.
İbretlik olan şu…
Cumhurbaşkanlığını yarım puan farkla kaybeden Yosipoviç’in konuşmasında ne bir yeniden oyların sayılması talebi, ne bir şaibe iddiası, ne bir hakaret, ne de bir başka suçlama yoktu!
Yosipoviç, defalarca rakibi Grabar-Kitaroviç’i tebrik etti. Birlik ve beraberlik mesajları verdi.
Hırvatistan’ın ilk kadın Cumhurbaşkanı unvanını elde eden Kolinda Grabar-Kitaroviç’in zafer konuşması da oldukça ibretlik idi.
Hırvatistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Kolinda Grabar-Kitaroviç de rakibi Ivo Yosipoviç’e teşekkür etti. Yosipoviç’i yuhalayan destekçilerini susturdu ve birlik mesajı verdi.
Elbette gecenin ilerleyen saatlerinde, seçimi kazanan taraf daha sevinçliydi. Fakat seçimi kaybeden SDP ve Yosipoviç destekçileri de, kazanan HDZ ve Grabar-Kitaroviç destekçileri de, adaylarını neşeli bir şekilde desteklediler.
Bir köşede ağlayanlar, birbiri ile kavga eden rakip parti destekçileri, bir yerlere saldıranlar, bir yerleri yakıp-yıkanlar yoktu.
Seçim bitti, rekabetti bitti.
Milliyetçi HDZ adayı olarak katıldığı seçimden Hırvatistan Cumhurbaşkanı olarak çıkmayı başaran Grabar-Kitaroviç’in konuşması içeriye dönük birlik mesajları içerirken, ayağının tozuyla, komşularına göndermeler de içeriyordu: “Hırvatsız, Bosna Hersek düşünülemez!”
Grabar-Kitaroviç’in seçilmesi elbette, Bosna Hersek ve Sırbistan için daha zorlu günlerin habercisi. Fakat Hırvatistan Hükümeti’nin hâlâ Sosyal Demokratların elinde olması, bir nebze güvenlik frenidir.
Ayrıca Balkanlar’ın İngilizleri olan Hırvatlar için şu daha ılımlı ya da şu daha radikal ayrımı yapmak pek doğru olmaz. Çünkü ılımlı İngiliz yoktur. Ilımlı Hırvat da olmaz. Pek dillendirilmese de, Bosna Hersek ve Boşnaklar başta olmak üzere, tüm Balkanlar için Hırvatlar daha büyük bir potansiyel tehdittir.
Balkanlar’daki birçok ülke gibi Hırvatistan ekonomisi de zor günler geçiriyor. Yolsuzluğun oldukça yaygın olduğu Hırvatistan’da, işsizlik yüzde 21’ler seviyesinde seyrediyor. 2013 yılındaki reel GSYH Büyüme Oranı yüzde -1 olarak gerçekleşti.
Hal böyle iken Türkiye’nin, Hırvatistan üzerinde söz sahibi olabilmesinin başlıca yolunun ekonomik ilişkileri güçlendirilmekten geçtiği çok açıktır.
Ne var ki, her alanda olduğu gibi ticari anlamda da, Hırvatistan’ın başlıca ortağı Almanya. Onu İtalya, Slovenya ve Avusturya takip ediyor. Türkiye ise daha gerilerde seyrediyor.
Türkiye ile Hırvatistan arasındaki ticaret hacmi her geçen sene biraz daha azılıyor. 2012 yılında 410 milyon Dolar olan ikili ticaret hacmi, 2013’de 394 milyon Dolar ve 2014’ün ilk dokuz ayında 332 milyon Dolar olarak gerçekleşti.
Özetle, Hırvatistan Cumhurbaşkanlı Seçimleri, kampanya süreci ve sonrasıyla, oldukça ibretliktir. Fakat Balkanlar’ın en önemli iki ülkesi Hırvatistan ile Türkiye arasındaki siyasal ve ekonomik iletişimsizlik çok daha ibretliktir.
Ayhan DEMİR