Mostar Köprüsü”nden Yavuz Sultan Selim”e

Tartışma hayatımıza yeni bir konu dahil oldu; köprü.

Yeni köprünün yapılacağı açıklandığı andan itibaren güzergâhı ve bu güzergâh üzerinde kesilecek olan ağaçlarla ilgili tartışmalar başladı.

İstanbul”un fethinin 560. yılı münasebetiyle önceki gün Garipçe”de devlet erkânının tümünün katıldığı bir törenle yeni köprünün temeli atıldı. Tarihi bir gün olarak nitelendirildi ve köprünün ismi “Yavuz Sultan Selim” olarak açıklandı. Bu andan itibaren iletişim ağları üzerinden köprünün adıyla ilgili yeni bir tartışma başladı.

Yıllar önce yapılan birinci ve ikinci köprüde de farklı alanlarda siyasi tartışmalar olmuştu. Netice olarak iki köprü de yapıldı ve bugün sadece lastik tekerlekli araç trafiğinde kullanılıyorlar. Boğaziçi köprüsü önceleri yayalara açık olsa da şimdi kapalı.

Değişen şartlar ve ihtiyaçlar bu köprüyü de bir zaruret haline dönüştürdü. İsim konusunda bir art niyet aranmamalı. Fatih Sultan Mehmet”ten sonra verilecek isim Yavuz Sultan Selim”di elbette. Bundan sonra yapılacak olan esere de muhtemelen Kanuni Sultan Süleyman adı verilecektir.

“Yavuz Sultan Selim” köprüsünün temeli atılıp ismi üzerinde tartışma başlandığında başka bir diyarda bu ülke insanının medeniyetine ait bir köprünün yıkılması üzerine son karar veriliyordu. Hayatın ironisi.

Hollanda”nın Lahey kentinde Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi önceki gün Mostar Köprüsü”nü yıkma emrini veren ve Hersek bölgesinde Müslümanlara karşı etnik temizlik yaparak savaş sucu işleyen ayrılıkçı Hersek Bosna Hırvat Devleti”nin Cumhurbaşkanı!, Bosna Hersek Federasyonu Savunma eski Bakanı Jadranko Prliç ile 6 arkadaşını 20-25 yıla mahkûm etti.

Osmanlılar Bosna”yı fethettiklerinde bugünkü köprünün bulunduğu yere bir askeri garnizon kurmuşlardı. Tarihi kayıtlara göre o dönem Neretva nehrinin üzerine ahşaptan zincirli bir asma köprü inşa edilmişti.

Daha sonra Mimar Sinan”ın öğrencisi Mimar Hayrettin 1557″de asma köprünün yerine mimarlık tarihinde okutulan tek gözlü taş köprüyü inşa etmeye başlamış ve 1566/67″de bitirmişti. Köprü Mostar adıyla anılmıştır. Adını kurulduğu şehirden veya nehirden almamış, bizzat etrafında kurulan şehre adını vermiştir.

1992/93″de Bosna Hersek”e gerçekleştirdiğim ziyaretlerde köprüyü orijinal haliyle görmüştüm. Saldırılardan korunmak için üzerinde tahtalarla yapılmış bir çatı ve yan taraflarında lastikler vardı. Sırp topçunun saldırılarında büyük zarar görmüştü. 9 Kasım 1993″de bu kez Hırvat topçuları tarafından tamamen yıkıldı. Mostar Köprüsü”nün yıkılışıyla nice öyküler Neretva Nehri”nin serin sularına döküldü.

Köprüler kurmak ve köprüler yıkmak üzerine nice öyküler vardır. Anadolu öykülerinde ve türkülerinde köprü önemli bir yer tutar.

Dünya edebiyatında ve sinemasında da; İvo Andrıç”ın Nobel edebiyat ödülünü aldığı romanı Vişegrad”da ki “Drina Köprüsü” ve İngiliz yönetmen David Lean”in 1957″de 7 dalda Oscar almış “Kwai Köprüsü” filmi bunlara bir örnektir.

İstanbul”da öykü oluşturan tek köprü eski Galata Köprüsü”dür.

Cumhuriyetle birlikte ülkemizde kurulan köprülerin hiçbirinin öyküsü yoktur adlarından başka.

Modern zamanların köprüleri artık mimari değer taşımayan ve estetikten uzak sadece taşımayı önceleyen bir anlayışla inşa edilmektedirler.

Yeryüzü coğrafyasını dolaştığımızda tarihi köprüleri gördüğümüzde orada geçmiş medeniyetlerle ilgili kanaat sahibi oluyoruz. Köprüler adlarını kuruldukları şehirlerden, yerlerden veya nehirlerden almaktaydılar; günümüzde ise tarihi şahsiyetlerden.

Köprüler ulaşımı sağladığı kadar bekleme ve buluşma mekânı olarak da bilinirler. Nice aşkların başladığı veya nice aşkların sonlandığı anıtlardır. İnsanlık tarihinde canlı bir organizma gibidirler.

Selçuk Alagöz”ün bir şarkısında söylediği gibi “Malabadi Köprüsü” “Karşıki aşiretten/Bir kıza gönül verdi/Aşkı uğruna her gün/O köprüye giderdi”

Mostar”ın yıkılmasından sonra halkın arasında kin ve nefretin artmaması için merhum Alija İzetbegoviç, “Nehirlerimizin üstündeki köprüler yıkılmış olabilir, köprüler yeniden inşa edilebilir, ancak önemli olan halkımızın gönüllerindeki köprüleri inşa etmektir” demişti.

Köprüler sadece geçiş aracı değildirler.

SÜLEYMAN GÜNDÜZ

Ayrıca Bakınız

Blagay Tekkesi’nde ‘Mevlit ve Zikir Günleri’

Bosna Hersek'in güneyindeki Blagay kasabasında, bölgeye Osmanlılardan önce Anadolu' dan gelen dervişlerin kurduğu Blagay Tekkesi'nde, geleneksel 'Mevlit ve Zikir Günleri' programı düzenlendi.